What does atamak in Turkish mean?
What is the meaning of the word atamak in Turkish? The article explains the full meaning, pronunciation along with bilingual examples and instructions on how to use atamak in Turkish.
The word atamak in Turkish means appoint, tayin etmek, atamak, atamak, tayin etmek, vermek, görevlendirmek, atamak, yetki vermek, atamak, tayin etmek, tayin etmek, atamak, atamak, tayin etmek, vermek, atamak, atamak, getirmek, atamak, atamak, atamak, olarak atamak, görev vermek, baş rahipliğe atamak, rütbesini düşürmek, vekil olarak atamak, ile görevlendirmek, papazlığa/kilise görevine atamak. To learn more, please see the details below.
Meaning of the word atamak
appoint
|
tayin etmek, atamaktransitive verb (appoint, nominate) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The ailing dictator has not yet designated a successor. |
atamak, tayin etmektransitive verb (appoint, name: [sb]) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) We need to nominate a new secretary. |
vermektransitive verb (task: give to [sb]) (görev, iş) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) The manager assigned the task of interviewing job candidates to her assistant. |
görevlendirmek, atamaktransitive verb (person: appoint) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The governor delegated an assistant to the conference. |
yetki vermektransitive verb (certify, authorize) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
atamak, tayin etmek(give a role, job) (iş, makam, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) The Queen appoints members to the House of Lords. |
tayin etmektransitive verb (clergy member: appoint) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) The church collated the cleric to a higher position. |
atamaktransitive verb (appoint) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The president is going to make Chris a vice-president. |
atamak, tayin etmektransitive verb (appoint) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The council named a successor. |
vermektransitive verb (assign [sb] [sth]) (birisine bir görev, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The teacher set his pupils several tasks. |
atamaktransitive verb (formal, often passive (name, appoint) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) She was created an admiral. |
atamaktransitive verb (usually passive (station) (birisini bir yere) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tom's company based him in New York, but he travels all over the US. |
getirmek, atamaktransitive verb ([sb]: install) (mevkiye, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) He was seated as project manager. |
atamaktransitive verb (often passive (officially appoint) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) They attached Melinda as a security officer for the department. |
atamak(assign [sb] to a job) (bir işe, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) She was posted from headquarters to a field office. |
olarak atamak(give a role, job) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The board of directors appointed Mark as head of the party-planning committee. |
görev vermek(often passive (military: assign) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The sergeant attached Rick to a special ops unit. |
baş rahipliğe atamaktransitive verb (appoint as bishop) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Until recently, female clergy could not be bishoped. |
rütbesini düşürmektransitive verb (US, Can (assign to lower rank) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
vekil olarak atamaktransitive verb (make [sb] deputy) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Wyatt was deputized after showing remarkable bravery. |
ile görevlendirmektransitive verb (assign [sth/sb] to do [sth]) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
papazlığa/kilise görevine atamaktransitive verb (appoint to the church) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The church ordained a new priest. |
Let's learn Turkish
So now that you know more about the meaning of atamak in Turkish, you can learn how to use them through selected examples and how to read them. And remember to learn the related words that we suggest. Our website is constantly updating with new words and new examples so you can look up the meanings of other words you don't know in Turkish.
Updated words of Turkish
Do you know about Turkish
Turkish is a language spoken by 65-73 million people around the world, making it the most commonly spoken language in the Turkic family. These speakers mostly live in Turkey, with a smaller number in Cyprus, Bulgaria, Greece and elsewhere in Eastern Europe. Turkish is also spoken by many immigrants to Western Europe, especially in Germany.