What does ayrilik in Turkish mean?
What is the meaning of the word ayrilik in Turkish? The article explains the full meaning, pronunciation along with bilingual examples and instructions on how to use ayrilik in Turkish.
The word ayrilik in Turkish means separation, fark, ayrılık, ayrılık, farklılık, fark, fark, farklılık, ayrılık, ayrılma, ayrılık, ayrılma, fark, ayrılık, farklılık, (evli çift, vb.) ayrılma, ayrılık, eşitsizlik, (topluluk içinde) anlaşmazlık, ihtilaf, kavga, ayrılık, ayrılık, ayrılma, bölünme, ayrılık, ihtilaf, ayrılık, ayrılık, ayrılma, ayrılma, ayrılık, fark, farklılık, fark, ayrılık, yalnızlık/ayrılık, ayrılıkçı, ayrılık yanlısı, bölücü, ayrılma, ayrılış/ayrılık, büyük ayrılık/farklılık, uçurum, ayrılık yanlısı kimse, ayrılıkçı. To learn more, please see the details below.
Meaning of the word ayrilik
separation
|
fark, ayrılıknoun (divergence, difference) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) A variance of just 2° will send the missile far off course. |
ayrılık, farklılık, farknoun (difference) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) What's the distinction between an associate and assistant professor? |
fark, farklılık, ayrılıknoun (difference) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The divergence of their opinions turned the two into enemies. |
ayrılma, ayrılıknoun (separation) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The couple's parting was sad news for their families. |
ayrılmanoun (informal, figurative (couple: separation) (çift) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
fark, ayrılık, farklılıknoun (difference) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Scientists are unable to account for the disparity between the studies. |
(evli çift, vb.) ayrılma, ayrılıknoun (estrangement: of a couple) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) They've only spoken once since their separation. |
eşitsizliknoun (gap or discrepancy) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Inequality of water rights in the area has led to clashes. |
(topluluk içinde) anlaşmazlık, ihtilaf, kavga, ayrılıknoun (uncountable (dissension, disagreement) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) There was faction among the members of Congress. |
ayrılık, ayrılmanoun (slang, figurative (couple: separation) (çiftler) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) His hard drinking caused the bust up between those two. |
bölünmenoun (figurative (division: political, etc.) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The cleavage between the two political parties seems to be irreparable. |
ayrılıknoun (distance: gap, interval) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) There's almost no separation between our land and the neighbour's pool. |
ihtilaf, ayrılıknoun (opposition) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Their disagreement with the terms made progress impossible. |
ayrılıknoun (figurative (feeling of detachment, separation) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Many immigrants report feeling a certain dislocation for some time after arriving in their new country. |
ayrılmanoun (separation of a couple) (çift) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The couple's split-up was on the front page of all the celebrity gossip magazines. |
ayrılma, ayrılıknoun (informal (relationship rupture) (sevgiliden, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sam is heading for a break with his girlfriend. |
fark, farklılıknoun (discrepancy) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) There is a large gap between the way of life of young people and that of their parents. |
fark, ayrılıknoun (difference) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The divide between the rich and the poor is becoming wider. |
yalnızlık/ayrılıknoun (feeling: isolation) (his) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The prisoners are suffering from depression and alienation. |
ayrılıkçı, ayrılık yanlısıadjective (separatist, dissident) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) South Ossetia is a breakaway republic of Georgia. |
bölücüadjective (causing disagreement) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The impending war was a divisive subject within the family. |
ayrılma, ayrılış/ayrılıknoun (separation, alienation) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Although the couple's estrangement lasted for a decade, they finally made amends. |
büyük ayrılık/farklılık, uçurumnoun (figurative (large gap, difference) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) How can we fill the gulf in next year's budget? |
ayrılık yanlısı kimse, ayrılıkçınoun (person: independence) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Even in modern times, there are separatists in our state. |
Let's learn Turkish
So now that you know more about the meaning of ayrilik in Turkish, you can learn how to use them through selected examples and how to read them. And remember to learn the related words that we suggest. Our website is constantly updating with new words and new examples so you can look up the meanings of other words you don't know in Turkish.
Updated words of Turkish
Do you know about Turkish
Turkish is a language spoken by 65-73 million people around the world, making it the most commonly spoken language in the Turkic family. These speakers mostly live in Turkey, with a smaller number in Cyprus, Bulgaria, Greece and elsewhere in Eastern Europe. Turkish is also spoken by many immigrants to Western Europe, especially in Germany.