What does canım in Turkish mean?
What is the meaning of the word canım in Turkish? The article explains the full meaning, pronunciation along with bilingual examples and instructions on how to use canım in Turkish.
The word canım in Turkish means darling, güzelim, canım, tatlım, şekerim, canım, canım, tatlım, hayatım, cicim, canım, minnoşum, ufaklık, canım, sevgili, canım, canım, tatlım, şekerim, aşkım, sevgilim, bir tanem, canım, tatlım, tatlım, canım, aşkım, canım, tatlım, şekerim, tatlım, canım, sevgilim, ah (canım)/vah vah, ah canım, hadi ya, hadi canım, hadi canım, hadi canım, hadi ya, hadi canım sen de, hadi oradan, hadi canım, hadi canım, hadi ya, hadi ya, yok ya, hadi ya, hadi canım, hadi ya, hadi be, yapma ya, yapma be. To learn more, please see the details below.
Meaning of the word canım
darling
|
güzeliminterjection (UK, slang (love: term of endearment) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) John greeted me with the words, "Alright, luv?" |
canıminterjection (term of affection) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) "Frankly, my dear, I don't give a damn!" is the line famously spoken by Rhett Butler in "Gone With The Wind". |
tatlım, şekeriminterjection (slang, abbreviation (honey: term of endearment) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Hon, can you give me a hand in the kitchen? |
canıminterjection (term of affection) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Charles, dearest, would you bring me my newspaper? |
canım, tatlım, hayatımnoun (term of address) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Canım, lütfen kahvemi yap ve sırtımı ov. Darling, please make my coffee and give me a backrub. |
cicim, canım, minnoşumnoun (UK, informal (affectionate term for a child) (çocuklara söylenen) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Come here and give me a hug, poppet. |
ufaklıknoun (informal (term of affection) (gündelik dil) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Hey kiddo; how are you? |
canım, sevgiliadjective (beloved) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Evet, canım (or: sevgili) kardeşim. Yes, my dear brother. |
canımnoun (informal, figurative (term of affection) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) My little sweet pea kissed me before he went to bed for the night. |
canım, tatlım, şekerim, aşkım, sevgilimnoun (affectionate term of address) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Come here, sweetheart, and give me a hug. |
bir tanem, canım, tatlımnoun (informal, UK (term of affection) Hello, pet, how are you today? |
tatlım, canım, aşkıminterjection (informal (affectionate term) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Can you give me the remote control, please, love? |
canım, tatlım, şekeriminterjection (informal (term of address) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Are you warm enough, dear? |
tatlımnoun (term of endearment) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Come and sit beside me, precious. |
canımnoun (UK, regional, informal (term of affection) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) What's the matter, treacle? |
sevgilimnoun (UK, informal (dear, darling) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cup of tea, duck? |
ah (canım)/vah vahinterjection (expressing sympathy) (sevgi/acıma ifadesi) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Your father died? Ah, I'm sorry to hear that. |
ah canıminterjection (expressing sympathy or pity) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Aw, I'm sorry to hear that; let me know if I can do anything to help. |
hadi ya, hadi canıminterjection (ironic (expressing disgust, indignation) (alaycı) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) "You smell bad today." "Charming!" |
hadi canıminterjection (slang (disbelief) (inanmama) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Come on! You must be joking! |
hadi canım, hadi yainterjection (US (I am astonished) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
hadi canım sen deinterjection (UK, informal (expressing disbelief) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Brett really said that? Get along with you! |
hadi oradan, hadi canıminterjection (UK, slang (disbelief) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) You saw the Queen in Burnley market? Get away! |
hadi canım, hadi yainterjection (slang (expressing disbelief) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) You're 60 today? Get out! You look ten years younger. |
hadi ya, yok yainterjection (mainly US, slang, figurative (disbelief) (argo) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) You bought that shirt for $10? Get out of here! |
hadi yainterjection (informal (disbelief) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) "Good grief! Ben's finally managed to pass his driving test!" |
hadi canıminterjection (informal (expressing sarcasm or annoyance) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) And I was like, hello! Are you serious? |
hadi ya, hadi beinterjection (slang, UK (expressing disbelief) (argo) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Leave over - you're having me on! |
yapma ya, yapma beinterjection (euphemism, dated (surprise, bewilderment) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) What the d***ens was all that about? |
Let's learn Turkish
So now that you know more about the meaning of canım in Turkish, you can learn how to use them through selected examples and how to read them. And remember to learn the related words that we suggest. Our website is constantly updating with new words and new examples so you can look up the meanings of other words you don't know in Turkish.
Updated words of Turkish
Do you know about Turkish
Turkish is a language spoken by 65-73 million people around the world, making it the most commonly spoken language in the Turkic family. These speakers mostly live in Turkey, with a smaller number in Cyprus, Bulgaria, Greece and elsewhere in Eastern Europe. Turkish is also spoken by many immigrants to Western Europe, especially in Germany.