What does kızıl tilki in Turkish mean?
What is the meaning of the word kızıl tilki in Turkish? The article explains the full meaning, pronunciation along with bilingual examples and instructions on how to use kızıl tilki in Turkish.
The word kızıl tilki in Turkish means crimson, koyu kırmızı, kızıl, fes rengi, kızıl, koyu kırmızı renk, Kızıl, koyu kırmızı, kızıl kahverengi, kızıl çubuk, turuncumsu kahverengi, açık kızıl saçlı kimse, açık kızıl, açık kızıl saçlı, açık kızıl, kızıl kahverengi, maun/akaju rengi, kızıl kahverengi, maun/akaju rengi, kızıl kahverengi, Kızıl Haç, kızıl bayrak, kızıl saç, kızıl saçlı, kızıl saçlı kimse, kızıl kahverengi, kızıl kahverengi, kızıl hastalığı, kızıl kahverengi, doru, kızıl buğday, kılçıksız buğday, kırmızı şimşek, kızıl cin, kızıl sarı, kahverengimsi kızıl renk. To learn more, please see the details below.
Meaning of the word kızıl tilki
crimson
|
koyu kırmızı, kızıl, fes rengiadjective (deep red) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The moon was crimson at first, almost the color of blood. |
kızıladjective (hair color) (saç) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Bridget has red hair. |
koyu kırmızı renknoun (deep red) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) That's not quite the crimson I want; it's too purple. |
Kızıladjective (Soviet) (Rus ordusu) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Boris fought in the Red Army. |
koyu kırmızıadjective (dark red) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Alizarin crimson is a bloody colour. |
kızıl kahverengiadjective (horse: reddish brown) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) A bay mare and her foal trotted through the meadow. |
kızıl çubuknoun (flowering tree) (bitki) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The dogwoods blossom in April. |
turuncumsu kahverenginoun (informal (hair color: bright auburn) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tess's hair was bright ginger. |
açık kızıl saçlı kimsenoun (UK, informal, pejorative, offensive (person with bright auburn hair) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Your parents are both dark haired, so how come you're a ginger? |
açık kızıladjective (informal (hair: bright auburn) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The stylist was reluctant to cut my daughter's long ginger hair. |
açık kızıl saçlıadjective (informal (person: with bright auburn hair) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) On the flight over, I sat next to a tiny ginger girl. |
açık kızıladjective (fur: orange) (kürk) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) My cat's fur is ginger and white. |
kızıl kahverengi, maun/akaju rengiadjective (of dark wood colour) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Sarah went shopping to find some mahogany curtains to match her furniture. |
kızıl kahverengi, maun/akaju renginoun (dark wood colour) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Larry stained the bare wood with mahogany. |
kızıl kahverengiadjective (colour) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Sean's grandmother always gave him a maroon sweater for Christmas. |
Kızıl Haçnoun (medical relief agency) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The Red Cross is frequently the first relief agency to operate in war-torn areas. |
kızıl bayraknoun (communist symbol) (komünizm sembolü) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The red flag no longer flies over the Kremlin. |
kızıl saçnoun (auburn or ginger hair) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kızıl saçlıadjective (having red hair) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I met the cutest red-haired boy yesterday! |
kızıl saçlı kimsenoun ([sb] with auburn or ginger hair) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) My two sisters are brunettes, but I'm a redhead. |
kızıl kahverenginoun (reddish-brown color) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Is the jacket also available in russet? |
kızıl kahverengiadjective (reddish brown in color) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I am installing new russet curtains in the living room this weekend. |
kızıl hastalığınoun (contagious disease with rash) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kızıl kahverengi, dorunoun (mainly US (chestnut colour of a horse) (at) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The horse's coat was a beautiful sorrel. |
kızıl buğday, kılçıksız buğdaynoun (type of wheat) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) This bread is made from several types of grains, like spelt and flax. |
kırmızı şimşek, kızıl cinnoun (atmospheric flash) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kızıl sarıadjective (hair: reddish in color) (saç) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The woman's hair was strawberry, and her eyes, bright green. |
kahverengimsi kızıl renknoun (color: brownish orange) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
Let's learn Turkish
So now that you know more about the meaning of kızıl tilki in Turkish, you can learn how to use them through selected examples and how to read them. And remember to learn the related words that we suggest. Our website is constantly updating with new words and new examples so you can look up the meanings of other words you don't know in Turkish.
Updated words of Turkish
Do you know about Turkish
Turkish is a language spoken by 65-73 million people around the world, making it the most commonly spoken language in the Turkic family. These speakers mostly live in Turkey, with a smaller number in Cyprus, Bulgaria, Greece and elsewhere in Eastern Europe. Turkish is also spoken by many immigrants to Western Europe, especially in Germany.