What does merak ettim in Turkish mean?
What is the meaning of the word merak ettim in Turkish? The article explains the full meaning, pronunciation along with bilingual examples and instructions on how to use merak ettim in Turkish.
The word merak ettim in Turkish means curiosity, merak, ilgi, merak, merak, heyecan, merak, endişe, kaygı, merak, merak, ilgi, tutku, hobi, merak, zevk, beğeni, merak, ilginç, ilgi çekici, ilginç, merak konusu, ilginç/enteresan şey, merak etme, meraklanma, ilginç, geçici moda, büyük ilgi/merak, merak sarmak, merak uyandırıcı bir şekilde, merak konusu, merak etme, korkma, muamma, merak uyandıran, (merak uyandıran) reklam, kaygılanmak, endişelenmek, merak uyandıran şey, merak etmek, merak etmek. To learn more, please see the details below.
Meaning of the word merak ettim
curiosity
|
merak, ilginoun (curiosity, concern) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Bazı insanların diğer kültürlere merakı vardır, bazılarının ise hiç yoktur. Some people have an interest in other cultures while others do not. |
meraknoun (desire to know) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Your curiosity will get you into trouble one of these days. |
meraknoun (uncountable (concern, attention) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I didn't like that film at all; I can't see what all the fuss was about. |
heyecan, meraknoun (informal (feeling of excitement) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The news caused a sensation among the workers. |
endişe, kaygınoun (concern, preoccupation) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) That is not my worry. I have a lot of worries. |
meraknoun (enthusiasm) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) His passion for books led him to become an author. |
merak, ilginoun (figurative, informal (interest) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) There has been a lot of buzz this season for plaid skirts. |
tutkunoun (informal (interest in [sth]) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I caught the cooking bug when I lived in Italy. |
hobi, meraknoun (hobby) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) His interests include biking and studying languages. |
zevknoun (slang (taste, liking) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Uyuşturucu kullanmak zevkim değil. Doing drugs? No, that's not my scene. |
beğeninoun (UK (liking) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) He had a fancy for fast cars. |
meraknoun (slang (current interest) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) She's been on a car racing kick lately. |
ilginç, ilgi çekiciadjective (interesting, engrossing) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) This is such an absorbing book, I don't want to put it down. |
ilginçadjective (interesting, exciting) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Although the film was compelling, it did not make much money in ticket sales. |
merak konusunoun (puzzling situation) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The proposition has raised a constitutional conundrum. |
ilginç/enteresan şeynoun ([sth] interesting) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Here's a curiosity: her keys are here but her bag's gone. |
merak etme, meraklanmainterjection (informal (reassurance) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Don't worry, I am here right behind you. |
ilginçadjective (engaging, keeping [sb] interested) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) My history professor always gives engrossing lectures. |
geçici modanoun (short trend) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tim is studying to be a fashion designer, so he always knows about the latest fads. |
büyük ilgi/meraknoun (intense interest) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Myron has a fascination with 18th-century poetry. |
merak sarmakphrasal verb, transitive, inseparable (slang (become interested in) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I can't get into this book because the first chapter is so boring. |
merak uyandırıcı bir şekildeadverb (making [sb] curious) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) The film ends, intriguingly, with a conversation that the audience cannot hear. |
merak konusunoun (sthg puzzling) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) His success with women is a mystery to me. |
merak etme, korkmainterjection (informal (certainly not, never) Me, take up ski jumping? No fear of that happening! |
muammanoun ([sb/sth] perplexing) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Linda was a riddle; Mark couldn't work her out. |
merak uyandıranadjective (movie, scene: causing suspense) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) We celebrated Halloween by watching suspenseful movies and eating pumpkin-flavored sweets. |
(merak uyandıran) reklamnoun (advertisement) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The ad was just a teaser to get people into the store. |
kaygılanmak, endişelenmekintransitive verb (worry) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) It's alright, I'll do it - don't trouble. |
merak uyandıran şeynoun (informal ([sth] that arouses interest) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Some people find visiting museums and art galleries a turn-on, but it's not really my kind of thing. |
merak etmektransitive verb (be curious to know) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I wonder if wine can be made from cherries. I wonder if that film is still showing at the cinema. |
merak etmektransitive verb (polite enquiry or request) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I wonder if you would be interested in buying this car over here. |
Let's learn Turkish
So now that you know more about the meaning of merak ettim in Turkish, you can learn how to use them through selected examples and how to read them. And remember to learn the related words that we suggest. Our website is constantly updating with new words and new examples so you can look up the meanings of other words you don't know in Turkish.
Updated words of Turkish
Do you know about Turkish
Turkish is a language spoken by 65-73 million people around the world, making it the most commonly spoken language in the Turkic family. These speakers mostly live in Turkey, with a smaller number in Cyprus, Bulgaria, Greece and elsewhere in Eastern Europe. Turkish is also spoken by many immigrants to Western Europe, especially in Germany.