İngilizce içindeki paper bag ne anlama geliyor?
İngilizce'deki paper bag kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte paper bag'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki paper bag kelimesi kağıt, kağıt, gazete, kimlik, belgeler, evraklar, makale, sınav, imtihan, ödev, kağıttan yapılmış, kağıt, duvar kağıdı, paket kağıdı, kağıt üstünde, duvar kağıdı kaplamak, duvar kağıdıyla kaplamak, ilan yapıştırmak, ilan asmak, duvar kağıdıyla kaplamak, el işi kağıdı, krapon kağıdı, kareli kâğıt, kağıt sıkışması, yazılı olarak, kağıt üstünde, kağıt üzerinde, ataç, ataş, ataçla tutturmak, kağıt fabrikası, kağıt mutfak havlusu, kağıt havlu, kağıt, kağıt parçası, kâğıda dökmek, yazıya dökmek, yazmak, araştırma makalesi, müsvedde kağıdı, karalama kağıdı, sayfa, dönem ödevi, pelür kağıdı, pelür kağıt, tuvalet kağıdı, yağlı kağıt, resmi evrak, hediye kağıdı anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
paper bag kelimesinin anlamı
kağıtnoun (uncountable (sheet to draw, write on) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I grabbed some paper to take notes on. |
kağıtnoun (uncountable (sheets to draw, write on) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Yes, there is plenty of paper in the photocopy machine. Evet, fotokopi makinasında bol miktarda kağıt var. |
gazetenoun (abbr, informal (newspaper) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I read the paper with my coffee every morning. Her sabah kahve içerken gazete okurum. |
kimlikplural noun (identity documents) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) He had all his papers in order and was admitted into the country. |
belgeler, evraklarplural noun (commercial, official documents) (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) You need to bring your papers with you to the bank to discuss your account. |
makalenoun (academic article) (akademik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) He published a paper on molecular biology. |
sınav, imtihannoun (test, exam) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I have two more papers to sit, then my exams are over! |
ödevnoun (US (schoolwork) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I have a paper on the French Revolution due on Friday. Cuma gününe Fransız Devrimi hakkında bir ödev yazmam lazım. |
kağıttan yapılmış, kağıtnoun as adjective (made of paper) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The paper lampshade was nice, but it tore. |
duvar kağıdınoun (uncountable (wallpaper) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) What lovely paper! It looks great in the kitchen. |
paket kağıdınoun (uncountable (wrapper) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Don't forget to remove the paper first before you eat the chocolate. |
kağıt üstündenoun as adjective (figurative (theoretical, planned) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The rise in the value of the house gave him paper profits, but he couldn't spend any of it. |
duvar kağıdı kaplamakintransitive verb (hang wallpaper) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) We have finished all the painting. Now we just have to paper. |
duvar kağıdıyla kaplamaktransitive verb (wallpaper) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I papered the walls but didn't like the pattern, so I painted over it. |
ilan yapıştırmak, ilan asmak(cover with advertising) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) The bus shelter was papered with car adverts. |
duvar kağıdıyla kaplamak(decorate with wallpaper) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) We papered the child's room with blue wallpaper. |
el işi kağıdınoun (rough art paper) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The kids made decorative chains from construction paper. |
krapon kağıdınoun (wrinkled, colored paper) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) We made decorations with different colours of crepe paper. |
kareli kâğıtnoun (ruled with squares) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) In my science class, we used graph paper to chart the progress of our experiments. |
kağıt sıkışmasınoun (paper stuck in machine) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The printer was out of commission all day because of a major paper jam. |
yazılı olarakadverb (in written or printed form) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) We need to get these agreements down on paper. |
kağıt üstünde, kağıt üzerindeadverb (figurative (ostensibly, possibly) (mecazlı) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) On paper, the plan works great. But in reality? |
ataç, ataşnoun (small clasp that holds papers together) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) You can use a paper clip to hold the pages together. |
ataçla tutturmaktransitive verb (fasten with paper clip) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Jason paper-clipped a photo of himself to his resume. |
kağıt fabrikasınoun (factory where paper is made) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kağıt mutfak havlusunoun (absorbent kitchen tissue) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I cleaned the table with a paper towel. |
kağıt havlunoun (disposable sheet of tissue) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) There were paper towels next to the washbasins to dry your hands on. |
kağıtnoun (paper: sheet) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I'm writing a poem with a black pen on this red piece of paper. |
kağıt parçasınoun (paper: scrap) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kâğıda dökmek, yazıya dökmek, yazmakverbal expression (informal (make official) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Now we've all agreed on the terms, let's put them on paper. |
araştırma makalesinoun (written study) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
müsvedde kağıdı, karalama kağıdınoun (US (rough paper for notes, etc.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Just use scratch paper to quickly write down your ideas. You can use those nearly blank pages that have run through the printer as scratch paper. |
sayfanoun (paper: single leaf) (kağıt) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) She found a sheet of paper and wrote a note. It will only require one sheet of paper to take this test. Pencils ready? |
dönem ödevinoun (graded essay) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) My term paper for history class is due on Monday. |
pelür kağıdı, pelür kağıtnoun (thin wrapping paper) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tuvalet kağıdınoun (tissue used in toilet) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Please add toilet paper to the shopping list - we're almost out. |
yağlı kağıtnoun (waterproof paper used in cookery) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
resmi evraknoun (official document) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) White papers are issued by governments, companies, or other important organizations. |
hediye kağıdınoun (decorative gift wrap) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Most card shops sell a variety of wrapping papers, ribbons and bows. |
İngilizce öğrenelim
Artık paper bag'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
paper bag ile ilgili kelimeler
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.