İngilizce içindeki weak point ne anlama geliyor?
İngilizce'deki weak point kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte weak point'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki weak point kelimesi güçsüz, kuvvetsiz, halsiz, kuvvetsiz, takatsiz, korkak, zayıf, hareketsiz, cansız, güçsüz, kuvvetsiz, zayıf, zayıf, hafif, sulu, vurgusuz, düzenli, vurgusuz anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
weak point kelimesinin anlamı
güçsüz, kuvvetsizadjective (unable to exert force) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I am too weak to push this heavy trolley. Bu ağır el arabasını itemeyecek kadar kuvvetsizim. |
halsiz, kuvvetsiz, takatsizadjective (lacking health) (sağlıksız) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) She was so weak from her illness that she couldn't stand up. Hastalığından dolayı öyle halsizdi ki ayakta duramadı. |
korkak, zayıfadjective (lacking moral force, cowardly) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) You shouldn't be so weak. You should speak up when you see something wrong. Bu kadar korkak olma. Yanlış bir şey yapıldığını gördüğün zaman ne düşündüğünü söylemekten çekinmemelisin. |
hareketsiz, cansızadjective (low, showing low prices) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The housing market is weak, and prices are falling. Emlak piyasası cansız, fiyatlar düşmeye devam ediyor. |
güçsüz, kuvvetsizadjective (unable to resist force) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) She was too weak to withstand his pushing. |
zayıfadjective (lacking mental force) (irade) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I'm weak. I can't resist eating more ice cream. |
zayıfadjective (unconvincing) (inandırıcı olmayan) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) That weak argument won't persuade anybody. |
hafifadjective (lacking intensity) (fırtına, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) While we expected an intense storm, it turned out to be weak. |
suluadjective (diluted, watery) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) This mixed drink is weak. They didn't add enough alcohol. |
vurgusuzadjective (phonetics: unstressed) (hece, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The last syllable is weak and the first syllable is stressed. |
düzenliadjective (linguistics: verbs) (fiil) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Many English and German verbs are weak verbs. |
vurgusuzadjective (linguistics: nouns) (isim, ek) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Many Germanic nouns and adjectives are weak. |
İngilizce öğrenelim
Artık weak point'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
weak point ile ilgili kelimeler
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.