İngilizce içindeki am ne anlama geliyor?
İngilizce'deki am kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte am'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki am kelimesi -ım, -im, -um, -üm, sabah, -dır, -dir, -dur, -dür, -dır, -dir, bulunmak, mevcut olmak, var olmak, bulunmak, -dır, -dir, olmak, yaşında olmak, -yor, -ecek, -acak, -ındı, -indi, tutarında olmak, tutmak, gitmek, bulunmak, ol, hissetmek, -dır, -dir, olmak, bana göre, bana kalırsa, bana gelince, iyiyim, böyle iyiyim, -luyum, -lüyüm, -lıyım, -liyim, çıkıyorum, halimden memnunum, mutluyum, özür dilerim, üzgünüm, başınız sağ olsun, bayan, hanımefendi, hanımefendi, efendim anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
am kelimesinin anlamı
-ım, -im, -um, -üm(be: 1st person singular) (olmak/1.tekil şahıs) I am the man you are looking for. I am happy to be here. I am hungry. |
sabahadverb (initialism (antemeridian: in the morning) (saat) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) You have a 9:30 a.m. appointment with the doctor. // This nightclub is open until 3 am. |
-dır, -dir, -dur, -dürintransitive verb (nature) My mother is short. |
-dır, -dirintransitive verb (state) (durum bildirir) Barry is ill. // Audrey is hungry. // Tania is right. Barry hastadır. |
bulunmak, mevcut olmak, var olmakintransitive verb (exist) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) There is a woman of 101 in the house opposite. |
bulunmakintransitive verb (be located) (yer) The butter is on the table. Tereyağı masanın üstündedir. |
-dır, -dirintransitive verb (event: occur) (zaman) The play is at eight o'clock. Oyunun başlama saati sekizdir. |
olmakintransitive verb (equates two noun phrases) She is a police officer. |
yaşında olmakintransitive verb (condition: age) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Robert is ten years old. |
-yorauxiliary verb (with present participle: continuous) (şu anda) Teresa is eating her dinner at the moment. Şu anda yemek yiyor. |
-ecek, -acakauxiliary verb (with present participle: future) (gelecek zamanı bildirir) We are playing tennis this weekend. Bu haftasonu tenis oynayacağız. |
-ındı, -indiauxiliary verb (with past participle: passive) (geçmiş zaman, edilgen) My wallet was stolen yesterday. Dün cüzdanım çalındı. |
tutarında olmak, tutmakintransitive verb (cost) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) It is seven dollars. That will be ten pounds, please. |
gitmek, bulunmakintransitive verb (have been: go, gone) (bir yere, bir yerde) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I have been to Rome. Roma'ya gitmiştim (or: Roma'da bulunmuştum). |
olintransitive verb (imperative) Be quiet! Be reasonable! |
hissetmekintransitive verb (feel) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I'm dizzy after that rollercoaster ride. |
-dır, -dirintransitive verb (time) (saat) It's half past eight. |
olmakintransitive verb (weather) (soğuk, sıcak) It's cold today; you'll need your hat and gloves. |
bana göre, bana kalırsaadverb (in my opinion) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) As far as I'm concerned, that was the best film of the year. |
bana gelinceadverb (as for me, as regards me) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) As far as I'm concerned, I never want to eat another fried alligator steak. |
iyiyiminterjection (I am well) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) I'm fine! But, how are you? "How are you?" - "I'm fine, thanks!" |
böyle iyiyiminterjection (informal (I don't need anything) (yardıma ihtiyacım yok anlamında) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) I'm fine, thanks! I've got everything I need. |
-luyum, -lüyüm, -lıyım, -liyimexpression (my place of origin is) I'm from Poland, though I've lived in London for more than ten years now. |
çıkıyoruminterjection (I am about to leave) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) I know I'm late for lunch. I am going now! |
halimden memnunuminterjection (informal (I am satisfied) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Do you need anything? - No, I'm good. |
mutluyuminterjection (I feel content or satisfied) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) I'm happy to spend the holidays with my family this year. |
özür dileriminterjection (apology) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) I am sorry, I made a mistake. |
üzgünüminterjection (sympathy) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) I am sorry to hear about your mother's accident. |
başınız sağ olsuninterjection (formal (condolences) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) I'm sorry for your loss; your father will be missed by all who knew him. |
bayan, hanımefendinoun (US (madam: to a woman) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) May I offer you a coffee, ma'am? |
hanımefendinoun (madam: to a woman of higher status) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ma'am, I'd like to speak to you about dating your daughter. |
efendimnoun (madam: to a female royal) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) How can I be of service to you ma'am? |
İngilizce öğrenelim
Artık am'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
am ile ilgili kelimeler
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.