İngilizce içindeki concentrated ne anlama geliyor?

İngilizce'deki concentrated kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte concentrated'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki concentrated kelimesi derişik, konsantre, (bir alana, vb.) toplanmış, odaklanmış, tüm dikkatini vermek, konsantre olmak, odaklanmak, -e konsantre olmak, -e odaklanmak, özetlemek, koyulaştırmak, konsantre, toplanmak, yoğunlaşmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

concentrated kelimesinin anlamı

derişik, konsantre

adjective (substance: strong, pure) (madde)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
The fertilizer's concentrated so you only need to use half as much.

(bir alana, vb.) toplanmış

adjective (gathered: in an area)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
The immigrants are concentrated in an old neighbourhood.

odaklanmış

adjective (effort, attention: focused)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Mark went to bed only after hours of concentrated study.

tüm dikkatini vermek, konsantre olmak, odaklanmak

intransitive verb (focus your attention)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
It's hard to concentrate in class when Alice keeps talking to me.

-e konsantre olmak

(focus your attention on)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
I can't speak with you now; I have to concentrate on this reading.

-e odaklanmak

(direct your energies into)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
You should concentrate on passing the test.

özetlemek

transitive verb (condense)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
The essay can be concentrated into two paragraphs.

koyulaştırmak

transitive verb (remove water, solvent)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
The chemical is concentrated by boiling.

konsantre

noun (substance containing reduced water)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
You mix the concentrate with water to make juice.

toplanmak, yoğunlaşmak

transitive verb (often passive (group together)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
That ethnic group is concentrated in this part of the city.
Etnik azınlık şehrin bu bölgesinde yoğunlaşmış (or: toplanmış) bulunmakta.

İngilizce öğrenelim

Artık concentrated'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.