İngilizce içindeki continued ne anlama geliyor?

İngilizce'deki continued kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte continued'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki continued kelimesi devamlı, sürekli, sürüp giden, devam eden, süren, devamı, devam etmek, sürdürmek, devam ettirmek, devam etmek, durmamak, durmadan devam etmek, devam etmek, uzatmak, devam ettirmek, devamı var anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

continued kelimesinin anlamı

devamlı, sürekli, sürüp giden

adjective (persistent)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
He finally confessed, after continued questioning.

devam eden, süren

adjective (continuing)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Their continued infractions of the law dismayed officials.

devamı

adjective (written (continued below, on the next page)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

devam etmek

transitive verb (not stop)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
He continued his work without stopping for lunch.
İşine yemek arası vermeden devam etti.

sürdürmek, devam ettirmek

transitive verb (resume)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Are they going to continue the project, or is it permanently suspended?
Projeyi sürdürecekler mi, yoksa tamamen iptal mi edildi?

devam etmek

verbal expression (carry on) (bir şey yapmaya)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
After retirement, Jane continued to work as a supply teacher.

durmamak, durmadan devam etmek

intransitive verb (not stop)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
He continued without stopping for lunch.

devam etmek

intransitive verb (resume)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
The project is suspended for now, but will continue after the holidays.

uzatmak

transitive verb (extend)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
I wonder if they will continue the programme for another year.

devam ettirmek

transitive verb (legal proceeding) (davayı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
The lawyer sought to continue the case, but the judge would not grant his request.

devamı var

expression (more will come later)

At the end of the TV show episode, the words "To be continued" appeared at the bottom of the screen.

İngilizce öğrenelim

Artık continued'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.