İngilizce içindeki flowering ne anlama geliyor?

İngilizce'deki flowering kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte flowering'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki flowering kelimesi çiçek açmış, çiçeklenmiş, çiçek açan, çiçek veren, gelişme, gelişim, çiçek açma zamanı, çiçek, çiçek buketi, çiçeklenme, en güzel dönem, en güzel zaman, çiçek açmak, çiçek vermek, büyümek, serpilmek, çiçekle süslemek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

flowering kelimesinin anlamı

çiçek açmış, çiçeklenmiş

adjective (currently in bloom)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Many flowering trees can be seen in the park in April.

çiçek açan, çiçek veren

adjective (that bears flowers)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
I didn't think this was a flowering plant, but yesterday a pink blossom appeared.

gelişme, gelişim

noun (figurative (flourishing, blooming) (mecazlı)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The audience who saw Jessie's first performance at age 18 witnessed the flowering of her talent.

çiçek açma zamanı

noun (plants: time of blooming)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The trees' period of flowering ends in mid-summer. We went to Japan for the flowering of the cherry blossoms.

çiçek

noun (colourful part of plant) (bitkinin renkli kısmı)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The flower was beautiful, though the stem was covered in thorns.
Çiçek çok güzeldi, ama gövde dikenle kaplıydı.

çiçek buketi

plural noun (floral arrangement, bouquet)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
He brought her some flowers for her birthday.

çiçeklenme

noun (blossoming stage)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The cherry trees are in flower.

en güzel dönem, en güzel zaman

noun (best part)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The girls are in the flower of youth.

çiçek açmak, çiçek vermek

intransitive verb (flower: blossom)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
This tree usually flowers in April.

büyümek, serpilmek

intransitive verb (figurative (person: blossom) (kişi, mecazlı)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
She flowered into a beautiful young lady.

çiçekle süslemek

transitive verb (decorate with flowers)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
When I have painted the door blue, I am going to flower it all over.

İngilizce öğrenelim

Artık flowering'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

flowering ile ilgili kelimeler

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.