İngilizce içindeki get out ne anlama geliyor?

İngilizce'deki get out kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte get out'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki get out kelimesi dışarı kaçmak, çık dışarı, dışarı çıkarmak, duyulmak, hadi canım, hadi ya, çıkmak, kurtulmak, hoşlanmak, keyif almak, zevk almak, yataktan kalkmak, kontrolden çıkmak, denetimden çıkmak, git buradan, hadi ya, yok ya, kontrolden çıkmak, kenara çekilmek, aradan çekilmek, bitirmek, tamamlamak, aklından çıkarmak, kafasından atmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

get out kelimesinin anlamı

dışarı kaçmak

(escape)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
We got out just as the building was about to burst into flames.

çık dışarı

interjection (leave)

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)
Get out and leave me alone!

dışarı çıkarmak

phrasal verb, transitive, separable (take [sth] from somewhere)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
The man got out his phone to call for a taxi.

duyulmak

phrasal verb, intransitive (news: be divulged) (haber)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Ellen was worried that the news would get out before she'd had a chance to tell her parents face to face.

hadi canım, hadi ya

interjection (slang (expressing disbelief)

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)
You're 60 today? Get out! You look ten years younger.

çıkmak

(extricate oneself from) (bir yerden)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
The children could not get out of the building because it was on fire.

kurtulmak

phrasal verb, transitive, inseparable (figurative, informal (free yourself from an obligation)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
I need to get out of my meeting this afternoon because I have a doctor's appointment. The teenager tried to get out of his homework by pretending to be ill.

hoşlanmak, keyif almak, zevk almak

verbal expression (slang (enjoy, take pleasure in)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
She gets a kick out of watching talking animal videos.

yataktan kalkmak

verbal expression (rise in morning)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
I was sick today and did not want to get out of bed.

kontrolden çıkmak, denetimden çıkmak

verbal expression (informal (become uncontrolled)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
The party got out of hand, and a neighbour called the police.

git buradan

interjection (informal (command: go)

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)
"Get out of here!" she cried, waving her broom at the startled cat.

hadi ya, yok ya

interjection (mainly US, slang, figurative (disbelief) (argo)

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)
You bought that shirt for $10? Get out of here!

kontrolden çıkmak

verbal expression (be jumbled)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
The professor's notes had got out of order and he was having trouble giving his lecture.

kenara çekilmek, aradan çekilmek

verbal expression (informal (move aside)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
The truck finally got out of the way and I was able to turn right.

bitirmek, tamamlamak

verbal expression (informal, figurative (task: complete) (iş, görev, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Let's get the cleaning out of the way: then we can do something fun.

aklından çıkarmak, kafasından atmak

verbal expression (stop thinking about [sth]) (birşeyi)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
I know it was a tough breakup, but you need to get it out of your mind.

İngilizce öğrenelim

Artık get out'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.