İngilizce içindeki glaze ne anlama geliyor?

İngilizce'deki glaze kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte glaze'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki glaze kelimesi yumurta sürmek, glaze etmek, şeker şurubuyla kaplamak, cam takmak, perdahlamak, (bakış) donuklaşmak, anlamsızlaşmak, feri gitmek, sırlamak, yumurtalı üst kaplama, şeker şurubuyla yapılan kaplama, glazür, cila, sır, kaplama anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

glaze kelimesinin anlamı

yumurta sürmek

transitive verb (pastry: apply egg) (üstüne)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
The baker glazed the dough with an egg wash.

glaze etmek, şeker şurubuyla kaplamak

transitive verb (food: top with sugar)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Tom glazed the cinnamon roll with sugar.

cam takmak

transitive verb (window: fit glass)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Kate glazed the old single-pane window with some pretty stained glass.

perdahlamak

transitive verb (painting: add thin wash)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
George glazed the background of his painting when he was done.

(bakış) donuklaşmak, anlamsızlaşmak, feri gitmek

intransitive verb (eyes)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

sırlamak

transitive verb (ceramics: add shiny coating)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Brian glazed the ceramic teapot that he made in his pottery class.

yumurtalı üst kaplama

noun (pastry: egg coating) (çörek, vb.)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Jim brushed some glaze on the rolls.

şeker şurubuyla yapılan kaplama, glazür

noun (food: sugary coating)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The pumpkin bread had a sugar glaze on it.

cila

noun (painting: thin wash)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The glaze gave the painting a reflective sheen.

sır

noun (ceramics: shiny coating) (seramik)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The children painted the ceramics with a brightly colored glaze.

kaplama

noun (fabric coating) (kumaş)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
A company has invented a glaze that prevents fabric from getting stained.

İngilizce öğrenelim

Artık glaze'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.