İngilizce içindeki health center ne anlama geliyor?

İngilizce'deki health center kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte health center'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki health center kelimesi sağlık, sıhhat, sağlık, durum, hal, esenlik, sağlık dersi, iyi hal raporu, sağlam raporu, temiz kâğıdı, sağlamlık belgesi, iyilik, sağlık ve güvenlik kuralları, sağlığa faydalı etkiler, sağlık yardımı, sağlık dersi, sağlık kulübü, sağlıklı/sağlığa yararlı besin maddesi, sağlık sigortası, sağlık hizmeti, sağlık hizmeti, sağlık hizmetiyle ilgili, hastalıkta ve sağlıkta, ruh sağlığı, Ulusal Sağlık Hizmeti, halk sağlığı, kamu sağlığı krizi, diyet, perhiz, rejim, DSÖ, Dünya Sağlık Örgütü anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

health center kelimesinin anlamı

sağlık, sıhhat

noun (state of body, mind)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The doctor said that he is in good health.
Doktor, sağlığının iyi olduğunu söyledi.

sağlık

noun (soundness of body, mind)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Despite his age, he still has health of mind and body.
Yaşına rağmen hem ruhsal hem bedensel sağlığı yerinde.

durum, hal

noun (figurative (state, condition) (mecazlı)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
My washing machine is still in good health after fifteen years!

esenlik

noun (figurative (of company, nation)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The health of the company could not be better.

sağlık dersi

noun (school subject)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Tim did health as a school subject three years ago.

iyi hal raporu, sağlam raporu, temiz kâğıdı

noun (medicine: [sb] is healthy)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The doctor has given me a clean bill of health.

sağlamlık belgesi

noun (figurative (confirmation: [sth] is ok)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
It's good to see the building project has a clean bill of health.

iyilik

noun (healthiness, fitness)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
I am lucky to enjoy good health.

sağlık ve güvenlik kuralları

noun (regulations that protect people)

(çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.)
Catering staff must be trained in health and safety.

sağlığa faydalı etkiler

plural noun (positive effects on health)

(çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.)
The health benefits of exercise are beyond dispute.

sağlık yardımı

plural noun (health-related government allowances)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

sağlık dersi

noun (US (education: sex, drugs, etc.)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

sağlık kulübü

noun (fitness spa)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Join a health club and get into shape.

sağlıklı/sağlığa yararlı besin maddesi

noun (highly nutritious food)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Health food is a commercialized term for healthful food. My mother avoids salty snacks; she only eats health food.

sağlık sigortası

noun (private medical policy)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

sağlık hizmeti

noun (system of medical care)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Some Americans are against the idea of having a health service like the British NHS.

sağlık hizmeti

noun (medical services)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Healthcare on the island is provided by a free clinic.

sağlık hizmetiyle ilgili

noun as adjective (medical)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Healthcare costs have skyrocketed in the last twenty years.

hastalıkta ve sağlıkta

adverb (no matter what happens)

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
Tony has always taken seriously his vows to love his wife in sickness and in health.

ruh sağlığı

noun (psychological wellness)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Mental health is just as important as physical health to a person's wellbeing.

Ulusal Sağlık Hizmeti

noun (British National Health Service) (İngiltere)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

halk sağlığı

noun (social schemes to benefit health)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The legislature debated the public health plan proposal last week.

kamu sağlığı krizi

noun ([sth] that risks the health of many people)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

diyet, perhiz, rejim

noun (diet, fitness plan)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
I'm trying a new regime to lose weight.

DSÖ

noun (initialism (World Health Organization) (Dünya Sağlık Örgütü)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The WHO recommends that you eat vegetables.

Dünya Sağlık Örgütü

noun (UN agency)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

İngilizce öğrenelim

Artık health center'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.