İngilizce içindeki isolated ne anlama geliyor?
İngilizce'deki isolated kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte isolated'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki isolated kelimesi ücra, sapa, yalnız, tek başına, nadir, ender, tecrit etmek, izole etmek, tek başına bırakmak, ayırmak, ayrı tutmak, karantinaya almak, ayırmak, ayrılmış şey, yalıtım yapmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
isolated kelimesinin anlamı
ücra, sapaadjective (place: remote) (yer) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The cottage is quite isolated: your nearest neighbours are two miles away. |
yalnız, tek başınaadjective (person: lonely) (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) It's easy to feel isolated living in a big city. |
nadir, enderadjective (incident: rare) (olay) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) A few isolated burglaries have made local residents nervous. |
tecrit etmek, izole etmek, tek başına bırakmaktransitive verb (from other people) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Paul moved to Montana because he wanted to isolate himself from society. Working from home isolated Serena from society. |
ayırmak, ayrı tutmaktransitive verb (separate) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Laura worked to isolate the facts from all the crazy stories so that she could write her story. |
karantinaya almaktransitive verb (quarantine) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The customs agent isolated the traveler in medical quarantine for two days because they feared that he was infected. |
ayırmaktransitive verb (separate substances) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The doctor isolated the smallpox strain that was causing the epidemic. |
ayrılmış şeynoun (separated thing) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The Basque language is an isolate, and doesn't fit into any other language groups. |
yalıtım yapmaktransitive verb (insulate) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) The electrician had to make sure she isolated the circuits properly to avoid a short circuit. |
İngilizce öğrenelim
Artık isolated'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
isolated ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.