İngilizce içindeki re ne anlama geliyor?
İngilizce'deki re kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte re'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki re kelimesi hakkında, ilgili olarak, ilgi, yeniden, re, dini eğitim, tekrar saymak, yeniden saymak, ikinci sayım, tekrar sayım, yeniden yaratmak, canlandırmak, yeniden yaratma, yeniden canlandırmak, yeniden yürülüğe koymak, yeniden kurmak, kendini düzeltmek, düzelmek, güçlendirmek, kuvvetlendirmek, takviye etmek, tekrar kullanım, yeniden kullanım, düzelterek tekrar yazmak, yeniden yazmak, tekrar yazmak, yeni baştan yazmak, (metni) düzeltme, düzelterek tekrar yazma, (onlar) dır, -dırlar, -iz, sensin, sizsiniz, bana mı anlatıyorsun, ben zaten biliyorum, bir şey değil anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
re kelimesinin anlamı
hakkında, ilgili olarakpreposition (informal, abbreviation (with reference to) (edat: Farklı tür ve görevdeki sözcükler ve kavramlar arasında anlam ilişkisi kurmaya yarayan yardımcı sözcüktür (örnek: "İstanbul'a kadar sadece seni görmeye geldim").) We need to have a talk re the schedule next week. |
ilgipreposition (written, abbreviation (e-mail, etc.: on the subject of) (e-posta, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) RE: your last blog post |
yenidenprefix (again) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) For example: remarry, redo, recount. |
renoun (ray: second note of musical scale) (nota) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Re comes after do and before mi. |
dini eğitimnoun (initialism (religious education) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tekrar saymak, yeniden saymaktransitive verb (count again) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ballots were recounted but the result was the same. |
ikinci sayım, tekrar sayımnoun (counting again) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Opposition candidates are demanding a recount. |
yeniden yaratmaktransitive verb (reproduce) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Harry tried to recreate his best painting. |
canlandırmaktransitive verb (imitate) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) It was hard to recreate the results in the research laboratory. |
yeniden yaratmanoun (act: creating [sth] again) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The re-creation of the vandalized statue will take several months to complete. |
yeniden canlandırmaktransitive verb (act out again, recreate) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Every year this town reenacts a battle that took place there during the civil war. |
yeniden yürülüğe koymaktransitive verb (law: renew) (hukuk) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) One politician has suggested that congress reenact the old law. |
yeniden kurmaktransitive verb (found or create anew) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The two companies reestablished the contract after the merger. |
kendini düzeltmek, düzelmekintransitive verb (improve your conduct) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Joey has promised to reform, but I'm not hopeful. |
güçlendirmek, kuvvetlendirmektransitive verb (material: make stronger) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) They reinforced the doors with steel. |
takviye etmektransitive verb (military position: strengthen) (askeri birlik, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) New troops arrived to reinforce those already on the ground. |
tekrar kullanım, yeniden kullanımnoun (using again) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) These cameras aren't intended for reuse. |
düzelterek tekrar yazmaktransitive verb (write in a revised form) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Please rewrite this section and don't mention the senator. |
yeniden yazmak, tekrar yazmak, yeni baştan yazmaktransitive verb (write out again) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tom realized that his handwriting was unreadable and rewrote the note more clearly. |
(metni) düzeltme, düzelterek tekrar yazmanoun (informal (text, manuscript: revision) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) You'll need to do a rewrite on this part of the speech here. |
(onlar) dır, -dırlarcontraction (colloquial, abbreviation (they are) Be careful with the cookies, they're still very hot! I saw Rachel with her twins yesterday; they're 15 years old now. |
-izcontraction (colloquial, abbreviation (we are) (biz) We're English, but we live in France. |
sensin, sizsinizcontraction (colloquial, abbreviation (you are) (gündelik dil) You're so funny! I can't believe you're 50; you look so young! |
bana mı anlatıyorsun, ben zaten biliyoruminterjection (slang (I know, I'm well aware) “Petrol's so expensive these days!” “You're telling me!” |
bir şey değilinterjection (colloquial (response to thanks) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) When someone thanks you, the proper response is to say "you're welcome". |
İngilizce öğrenelim
Artık re'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
re ile ilgili kelimeler
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.