İngilizce içindeki represented ne anlama geliyor?
İngilizce'deki represented kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte represented'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki represented kelimesi betimlemek, tasvir etmek, simgelemek, sembolize etmek, temsil etmek, tekabül etmek, karşılık gelmek, temsil etmek, oynamak, canlandırmak, temsil etmek, temsilciliğini yapmak, tasvir etmek, betimlemek, iddia etmek, iddiasında olmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
represented kelimesinin anlamı
betimlemek, tasvir etmektransitive verb (depict, reproduce) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The abstract painting represents the artist's concept of motherhood. Soyut resim, ressamın annelik kavramına ilişkin anlayışını tasvir ediyor. |
simgelemek, sembolize etmektransitive verb (symbolize, embody) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The colour red represents blood. Kırmızı renk, kanı simgeler. |
temsil etmektransitive verb (act on the behalf of, legally) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Frank's lawyers will represent him. Ahmet'i avukatları temsil edecek. |
tekabül etmek, karşılık gelmektransitive verb (correspond to) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) A zero represents "no" and a one represents "yes". |
temsil etmektransitive verb (act as a sample of) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The butterfly represents a class of insects. |
oynamak, canlandırmaktransitive verb (theatre: act the role of) (rol) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) He was the first American to represent Hamlet on stage. |
temsil etmektransitive verb (act on the behalf of, politically) (siyaset) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The president represents the voters. |
temsilciliğini yapmaktransitive verb (deputize, stand in for) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sarah is here to represent her boss. |
tasvir etmek, betimlemektransitive verb (describe, outline) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) He represented her as a saint. |
iddia etmek, iddiasında olmaktransitive verb (claim) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Larry represented himself as an expert. The Carrier represents that it has applied the rules. |
İngilizce öğrenelim
Artık represented'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
represented ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.