İngilizce içindeki slow down ne anlama geliyor?
İngilizce'deki slow down kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte slow down'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki slow down kelimesi yavaşlamak, yavaşlatmak, yavaşlama, ağırlaşma, yavaşlama anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
slow down kelimesinin anlamı
yavaşlamakphrasal verb, intransitive (reduce one's speed) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) He slowed down as he came up to the junction. |
yavaşlatmakphrasal verb, transitive, separable (reduce speed of: [sb] or [sth]) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) The economic crisis slowed down the hot housing market. |
yavaşlama, ağırlaşmanoun (decline in pace) (tempo, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) There's been a slowdown in the rate of infection. |
yavaşlamanoun (decline in activity) (ekonomi, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The cause of the economic slowdown is unknown. |
İngilizce öğrenelim
Artık slow down'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
slow down ile ilgili kelimeler
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.