İngilizce içindeki spiked ne anlama geliyor?

İngilizce'deki spiked kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte spiked'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki spiked kelimesi çivi şeklinde, içki katılmış, çivili, büyük çivi, ani artış/yükseliş, aniden artmak/yükselmek, alkol katmak, alkol karıştırmak, ince ve yüksek topuk, çivili ayakkabı, çiçek başı, uzun çiviyle tutturmak, smaç vurmak, yayınlamamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

spiked kelimesinin anlamı

çivi şeklinde

adjective (having spike shape)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
The bug has a spiked protuberance on top of its head.

içki katılmış

adjective (alcohol added)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
For lunch Margret ordered a glass of lemonade spiked with tequila.

çivili

adjective (having spikes)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
The dog wore a spiked collar.

büyük çivi

noun (thin, pointed object)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The iron railings were topped with spikes. The newspaper editor keeps a spike on his desk to file unused stories.

ani artış/yükseliş

noun (numbers, graph: peak)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Alice explained that the spike on the graph showed electricity usage just after the end of the televised football match.

aniden artmak/yükselmek

intransitive verb (peak: numbers, graph)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Electricity usage spiked just after the match, when the majority of those watching went and put the kettle on.

alkol katmak, alkol karıştırmak

transitive verb (add alcohol, lace)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

ince ve yüksek topuk

noun (on shoe)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The athlete's shoes had spikes on the soles to provide better grip.

çivili ayakkabı

noun (sports shoe) (spor)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The athlete wore spikes for better traction.

çiçek başı

noun (botany)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

uzun çiviyle tutturmak

transitive verb (hold with spike)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
The bookkeeper spiked the bill.

smaç vurmak

transitive verb (volleyball) (voleybol)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yayınlamamak

transitive verb (figurative (newspaper story: not run) (gazete yazısı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

İngilizce öğrenelim

Artık spiked'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.