İngilizce içindeki surprised ne anlama geliyor?

İngilizce'deki surprised kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte surprised'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki surprised kelimesi hayret etmek, hayrete düşmek, şaşırmak, şaşkın, şaşırtmak, şaşkınlığa uğratmak, hayrete düşürmek, sürpriz yapmak, sürpriz yapmak, sürpriz yapmak, hayret, şaşkınlık, şaşırtmak, sürpriz, sürpriz, sürpriz, sürpriz, şaşırtmak, yakalamak, baskın yapmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

surprised kelimesinin anlamı

hayret etmek, hayrete düşmek, şaşırmak

adjective (astonished)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
I am surprised at your ungentlemanly behaviour.
Efendiliğe yakışmayan davranışına ancak son derece şaşırmış bir şekilde karşılık verebildim.

şaşkın

adjective (not expecting [sth])

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
The surprised host greeted the mob on his front lawn.

şaşırtmak, şaşkınlığa uğratmak, hayrete düşürmek

transitive verb (be unexpected)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
The cold weather at the beach really surprised us.
Kumsaldaki soğuk hava bizi çok şaşırttı.

sürpriz yapmak

verbal expression (do [sth] unexpected) (birisine)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ken surprised his wife by making her pancakes for breakfast.

sürpriz yapmak

transitive verb (do [sth] unexpected and nice for)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
We surprised her with flowers.
Ona çiçek götürerek sürpriz yaptık.

sürpriz yapmak

transitive verb (do [sth] nice for [sb])

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Tina is disappointed that her husband never surprises her.

hayret, şaşkınlık

noun (emotional reaction to a surprise)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Her surprise at the party showed on her face.
Şaşkınlığı yüzünden okunuyordu.

şaşırtmak

verbal expression (do [sth] nice for [sb])

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
The students surprised their teacher by throwing her a party.

sürpriz

noun (unexpected event) (beklenmedik olay)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The call from his long-lost brother was a genuine surprise.
Çoktandır görüşmediği kardeşinin telefon etmesi gerçekten büyük bir sürpriz oldu.

sürpriz

noun (catching [sb] unawares)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The surprise went well. He had no idea that they were going to do that.

sürpriz

interjection (greeting to party)

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)
Surprise! Happy birthday!
Sürpriz! Doğumgünün kutlu olsun!

sürpriz

adjective (party: unexpected) (parti, vb.)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
They threw him a surprise birthday party.

şaşırtmak

intransitive verb (cause surprise)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
She is so inventive, and always surprises.

yakalamak

transitive verb (catch)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
The police surprised the burglars with the money in their hands.

baskın yapmak

transitive verb (attack unexpectedly)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
The enemy surprised them early in the morning.

İngilizce öğrenelim

Artık surprised'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.