İngilizce içindeki tangled ne anlama geliyor?

İngilizce'deki tangled kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte tangled'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki tangled kelimesi birbirine dolaşmış/düğüm olmuş/dolaşık, dolaşık, düğüm, dolaşıklık, karışıklık, dolaşık saç, karmakarışık durum, karışıklık, içinden çıkılmaz durum, dolaşmak, karışmak, dolanmak, dolaşmak, karmakarışık/içinden çıkılmaz hale gelmiş şey, karışıklık, düzensizlik, münakaşa, kavga, dalaş, düğümlemek, dolaştırmak, düğüm olmuş, bulaşmış anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

tangled kelimesinin anlamı

birbirine dolaşmış/düğüm olmuş/dolaşık

adjective (wires: entwined)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Patricia patiently unravelled the tangled wires.

dolaşık

adjective (hair: knotted) (saç)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Rick brushed his tangled hair.

düğüm, dolaşıklık, karışıklık

noun (wires, cables) (kablo, tel, vb.)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
There was a tangle of cables behind the TV.

dolaşık saç

noun (hair)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Karen's hair had got in a tangle and it took her ages to brush it out.

karmakarışık durum, karışıklık, içinden çıkılmaz durum

noun (figurative (confused situation)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Jane had got herself in a tangle and couldn't see a way out.

dolaşmak, karışmak, dolanmak

intransitive verb (wires, cables)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
The wires had tangled and Mark had to spend ages sorting them out.

dolaşmak

intransitive verb (hair) (saç)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Steve's hair tangled in the wind.

karmakarışık/içinden çıkılmaz hale gelmiş şey

noun (confused mass of [sth])

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
When Maggie walked in on her husband with another woman, all she saw at first was a tangle of limbs.

karışıklık, düzensizlik

noun (figurative (jumble)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
There was a tangle of clothes lying on the teenager's bedroom floor.

münakaşa, kavga, dalaş

noun (colloquial (argument) (gündelik dil)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

düğümlemek

transitive verb (weave together)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

dolaştırmak

(trap)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

düğüm olmuş

adjective (entwined)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
The computer cables under my desk are tangled up.

bulaşmış

(figurative, informal (implicated) (bir işe, vb.)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
The principal is tangled up in a dispute with the teachers.

İngilizce öğrenelim

Artık tangled'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

tangled ile ilgili kelimeler

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.