İspanyolca içindeki anuncio ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki anuncio kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte anuncio'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki anuncio kelimesi duyurmak, anons etmek, duyurmak, bildirmek, bildirmek, ilan etmek, duyurmak, göstermek, reklamını yapmak, reklâmını yapmak, ilan etmek, bildirmek, beyan etmek, halka tanıtmak, tanıtımını yapmak, belirtisi/habercisi olmak, duyurmak, ilan etmek, halka açıklamak, beyanatta bulunmak, beyanat vermek, ilan etmek, duyurmak, reklam, reklam, bildiri, ilan, tebliğ, reklam, tabela, levha, (TV, radyo) reklam, reklam, ilan, duyuru, reklam, kısa reklam, reklam, resmi duyuru, duvar ilanı, afiş, duyuru, ilan, bildiri, duyuru, anons, ilan, tanıtım, reklam, fragman, reklam boşluğu, reklam aralığı, bildirmek, beyan etmek, duyurmak, belirtmek, haber vermek, adaylığını koymak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
anuncio kelimesinin anlamı
duyurmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Rebeca tenía muchas ganas de anunciar su compromiso con James. |
anons etmek, duyurmak(isim, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El locutor anunciará a los ganadores de la rifa a las 11:00. |
bildirmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
bildirmek, ilan etmek, duyurmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Vera no anunció que estaba enferma, así que su muerte fue una sorpresa para todos. |
göstermekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Jeffrey anunció su amor por Tiffany escribiéndole una canción. |
reklamını yapmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La compañía anunció su nueva marca de pasta de dientes. |
reklâmını yapmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El autor salió en el programa de entrevistas para anunciar su último libro. |
ilan etmek(olağanüstü hal, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El gobierno anunció el estado de emergencia. |
bildirmek, beyan etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El presidente declaró su dimisión. |
halka tanıtmak, tanıtımını yapmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Estamos usando anuncios impresos y en Internet para publicitar el evento. |
belirtisi/habercisi olmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El aire político presagiaba una guerra civil. |
duyurmak, ilan etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ayer tarde a la noche proclamaron al ganador de las elecciones. |
halka açıklamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El editor ha estado publicitando la nueva novela por más de un mes. |
beyanatta bulunmak, beyanat vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El FBI hizo una declaración en la que negaba que el periodista estuviera bajo investigación. |
ilan etmekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La próxima semana se darán a conocer las nuevas normas que regularán la actividad. |
duyurmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
reklam
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
reklam(TV, radyo, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Matilda compuso la canción del anuncio de radio. |
bildiri, ilan, tebliğnombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El alcalde hará un anuncio sobre la crisis presupuestaria de la ciudad esta tarde. |
reklam(ES) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Siempre apago el volumen cuando empiezan los anuncios. |
tabela, levha
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El dueño de la tienda puso un anuncio que decía que volvería en treinta minutos. Dükkân sahibi kapıya bir tabela asarak yarım saat sonra döneceğini belirtti. |
(TV, radyo) reklam
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Creo que muchos de los nuevos anuncios son molestos. |
reklam
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La compañía de zapatos contrató a un artista famoso para su último anuncio en la revista de deportes. |
ilannombre masculino (gazete, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Seth puso un anuncio en el periódico para vender su coche. |
duyuru
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El escándalo sirvió como un anuncio de los problemas internos de la compañía. |
reklamnombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Había un anuncio en el periódico que decía que la iglesia celebraría su mercadillo benéfico anual el sábado. |
kısa reklam(televisión) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El anuncio de Pepsi duró 30 segundos. |
reklam
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La actriz salió en el programa de entrevistas para hacer un anuncio sobre su nueva película. |
resmi duyurunombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
duvar ilanı, afiş
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Obviamente no viste el letrero de "JEANS NO" que hay en la puerta. |
duyuru, ilan, bildiri
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La pequeña colonia hizo una proclamación de independencia. |
duyuru, anons
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nadie en la sala osó hablar después de la dramática declaración de Bill. |
ilan, tanıtım
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La propaganda dice que este será el show más espectacular alguna vez representado. |
reklam
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El primer papel de Bob fue en una publicidad de jeans. |
fragman
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
reklam boşluğu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nuestra empresa quiere comprar un espacio en un revista para anunciar nuestro nuevo producto. |
reklam aralığı(TV, radyo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La cadena cobra un millón de dólares por minuto en sus espacios publicitarios. |
bildirmek, beyan etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Naomi anunció de improviso que no quería ir a la boda de su amiga. |
duyurmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El presidente proclamó que estaba a favor del matrimonio entre personas del mismo sexo. |
belirtmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Julie anunció que se iba a tomar la tarde libre. |
haber vermek(birisine bir şeyi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La policía le dio a Natasha la noticia de que su esposo había muerto en un accidente de auto. |
adaylığını koymak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Bill ha anunciado su candidatura a la presidencia para las próximas elecciones. |
İspanyolca öğrenelim
Artık anuncio'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
anuncio ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.