İspanyolca içindeki bloqueo ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki bloqueo kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte bloqueo'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki bloqueo kelimesi ablukaya almak, abluka altına almak, erişimi engellemek, kapatmak, (eskrimde) rakibin hamlesini savuşturmak/bertaraf etmek, zihninden uzaklaştırmak, unutmaya çalışmak, bloke etmek, bloklamak, engellemek, engellemek, kapamak, kapatmak, durdurmak, engellemek, bloke etmek, kapatmak, örtmek, şarj yapmak, bozmak, kapatmak, engellemek, engel olmak, içeri almamak, dışarıda bırakmak, önlemek, kapatmak, bloke etmek, engellemek, kapatmak, önünü kesmek, geçmesine engel olmak, blok yapmak, kuşatma, tıkanma, tıkanıklık, blokaj, engelleme, tıkama, engelleme, mani olma, blok, tıkama, durdurma, engelleme, blokaj, perdeleme, blok, hafıza kaybı, içe kapanma, savunma hareketi, blokaj, tıkaç, siper, normal fiyat dönemi, yandan müdahale etmek, engellemek, barikat kurmak, erişimi engellemek, sayı kaydetmesini engellemek, engellemek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
bloqueo kelimesinin anlamı
ablukaya almak, abluka altına almak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
erişimi engellemekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Bloquearon la calle principal para que la caravana del presidente pudiera pasar de modo seguro. |
kapatmakverbo transitivo (yolu, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La policía bloqueó la carretera debido a un accidente grave. |
(eskrimde) rakibin hamlesini savuşturmak/bertaraf etmek(un ataque) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ambos esgrimistas bloquearon ataques durante el campeonato. |
zihninden uzaklaştırmakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Algunos abusan de las drogas o el alcohol para bloquear sus malos recuerdos. |
unutmaya çalışmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Trató de bloquear la imagen de su asesinato. |
bloke etmek, bloklamak(deportes) (spor) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El boxeador bloqueó con habilidad los golpes de su oponente. |
engellemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Lauren intentó bloquear las imágenes en su mente. |
engellemek(erişim, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kapamak, kapatmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
durdurmakverbo transitivo (çek, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le pedí al banco que bloqueara el cheque. |
engellemek, bloke etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El portero bloqueó el tiro. |
kapatmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Los vigilantes bloquearon la entrada al banco. |
örtmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Baja las persianas para bloquear la luz porque me lastima los ojos. |
şarj yapmak(buz hokeyi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nunca bloquees a otro jugador de hockey por detrás porque puede causar lesiones en la columna. |
bozmakverbo transitivo (bilgisayar, elektronik alet) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Bloqueé mi teléfono cuando intenté instalar esa modificación. |
kapatmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Las rocas caídas obstruían la ruta. |
engellemek, engel olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La ley no permite que el dinero obstruya la justicia. |
içeri almamak, dışarıda bırakmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) En la discoteca prohibieron la entrada a Andy a causa de sus gamberradas. Çılgın davranışları yüzünden diskodan içeri alınmadı. |
önlemek(mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El Presidente pidió a los republicanos que dejasen de impedir el avance de las leyes para mejorar la economía. |
kapatmak(yolu, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Los obreros cerraron el camino. |
bloke etmek, engellemek(spor) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El basquetbolista taponó el tiro. Basketbolcu, atışı bloke etti. |
kapatmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) De repente hubo una ráfaga de viento y una nube negra tapó el sol. |
önünü kesmek, geçmesine engel olmak(persona) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Trató de llegar a su casa, pero los oficiales de policía le cerraron el paso. ⓘEsta oración no es una traducción de la original. Polis arabası hırsızların önünü kesti. |
blok yapmakverbo transitivo (spor) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) En la defensa del baloncesto, el jugador más alto es el encargado de taponar (or: bloquear). |
kuşatma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tıkanma, tıkanıklık, blokaj
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
engellemenombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tıkamanombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
engelleme, mani olmanombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
bloknombre masculino (deportes) (spor) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los bloqueos del esgrimista ante los ataques del oponente eran un espectáculo. |
tıkama
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
durdurmanombre masculino (çeki, ödemeyi, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Un bloqueo en el cheque evita que el dinero llegue a tu cuenta. |
engelleme, blokaj(fútbol americano, táctica defensiva) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El defensa avanzó para realizar un bloqueo. |
perdelemenombre masculino (basketbol) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El defensa hizo un bloqueo para impedir el avance. |
bloknombre masculino (spor) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El bloqueo fue efectivo ya que dejo a su compañero libre para anotar. |
hafıza kaybınombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tengo un bloqueo mental y no puedo recordar su nombre. |
içe kapanma(emocional) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Hannah no pudo sobrellevar más malas noticias y entró en bloqueo. |
savunma hareketi(de un ataque) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El esgrimista se defendió con una parada. |
blokaj(spor) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tıkaç
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Se ha formado un tapón en la tubería. |
siper(spor oyunları) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los jugadores de fútbol formaron una barrera contra sus adversarios. |
normal fiyat dönemi(ticaret) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yandan müdahale etmek(PR) (spor) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
engellemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El obstáculo inesperado la bloqueó y no pudo terminar a tiempo. |
barikat kurmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
erişimi engellemeklocución verbal (bilgisayar) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si pones mal la contraseña tres veces, se bloqueará el acceso al sitio. |
sayı kaydetmesini engellemek(deportes) (rakibin) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La falla del equipo en bloquear al equipo contrario fue muy preocupante. |
engellemek(jugada de hockey) (spor) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El jugador bloqueó a su contrincante empujándolo contra la barrera protectora. |
İspanyolca öğrenelim
Artık bloqueo'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
bloqueo ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.