İspanyolca içindeki manchas ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki manchas kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte manchas'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki manchas kelimesi leke, leke, lekeleme, leke sürme, leke, kir, pislik, leke, leke, (deride) kırmızı nokta/leke, boya damlası, leke, benek, rengi solmuş/rengi atmış/lekeli bölüm, leke, yaprak pası, ayıp, kusur, leke, kir, kararma, kara leke, şefere sürülen leke, leke, kara, benek, leke, mat leke, (yüzde, vücutta) ben, et beni, kusur, (su, çamur, kan, vb.) leke, sıçratılmış şey, karaltı, elim sende oyunu, yakalamaca oyunu, karaltı, lekelemek, lekelemek, leke yapmak, lekelemek, lekelemek, karalamak, bulaştırmak, sıvamak, lekelemek, leke bulaştırmak, kirletmek, pisletmek, beneklemek, itibarı lekelemek, kirletmek, pisletmek, lekelemek, lekelemek, leke bırakmak, çizgilemek, altını kirletmek, sıçramak, (şeref, itibar) lekelemek, gölge düşürmek, kirletmek, pisletmek, lekelemek, (ününü, ismini, vb.) lekelemek, kirletmek, karalamak, lekelemek, leke sürmek, ününü zedelemek, şöhretini/ismini lekelemek, dağılmak, benek yapmak, lekelemek, kirletmek, sıçratmak, ününü lekelemek, ününe/adına leke sürmek, lekelemek, doğum lekesi, güneş lekesi, Manş Denizi, petrol tabakası, leke anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
manchas kelimesinin anlamı
leke
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tienes una mancha de ketchup en la camisa, ahí. Gömleğinin şurasında bir ketçap lekesi var. |
lekenombre femenino (giysi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Phillip restregó su camisa, tratando de remover la mancha. |
lekeleme, leke sürme(reputación) (isim, ün, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La aventura fue una mancha en la reputación del político. |
leke, kir, pislik
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Glenn no limpió bien la mesa, ¡veo manchas desde el otro extremo de la habitación! |
lekenombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sarah comentó que había limpiado las ventanas, pero estaban llenas de manchas. |
lekenombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ben no se esforzó demasiado a la hora de limpiar las ventanas. Había manchas por todos lados. |
(deride) kırmızı nokta/leke
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
boya damlası
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Has hecho una mancha de pintura en el piso. |
leke, beneknombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
rengi solmuş/rengi atmış/lekeli bölüm
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) No pude quitar la mancha de la blusa. |
leke
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Definitivamente hay una mancha de moho en este pan. |
yaprak pasınombre femenino (bitkilerde görülen hastalık) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ayıp, kusur, leke(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La mancha del adulterio arruinó la carrera del pastor. |
kirnombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Era evidente por las manchas de tinta en sus manos que trabajaba en la imprenta. |
kararma(metla) (madeni yüzey) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kara leke, şefere sürülen leke(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El robo es una mancha en el registro de Fred que, de no ser por eso, sería ejemplar. |
leke(piel) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Las manchas blancas en su piel son causadas por el vitiligo. |
karanombre femenino (leke, mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La condena era una mancha en su expediente. |
benek, leke(hayvanın yüzünde) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Un caballo negro con una mancha blanca en la frente galopaba por el campo. |
mat lekenombre femenino (boya, vb. üzerinde) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
(yüzde, vücutta) ben, et beni
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Kelsey tenía un lunar en la cara. |
kusur(cilt) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Heather se lava la cara a menudo para prevenir imperfecciones. |
(su, çamur, kan, vb.) leke, sıçratılmış şey
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Había una salpicadura de barro en el traje blanco de Ana. |
karaltı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ese borrón en el fondo del cuadro es el borde del bosque. |
elim sende oyunu, yakalamaca oyunu(ES) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El pilla-pilla es un juego muy popular entre los niños. |
karaltı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Hay un borrón oscuro en la parte inferior del boceto. |
lekelemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El vino manchó el nuevo vestido de Catherine. |
lekelemek, leke yapmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El aceite salpicó y manchó el mantel. |
lekelemekverbo transitivo (figurado) (onur, ün) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El escándalo manchó la reputación del ministro. |
lekelemekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
karalamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
bulaştırmak, sıvamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) No toques la pintura húmeda o te vas a manchar. |
lekelemek, leke bulaştırmak, kirletmek, pisletmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El barro manchó la falda nueva de Amanda. |
beneklemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La pintura manchó la pared del baño. |
itibarı lekelemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los rumores mancharon la reputación de honesto de Harry. |
kirletmek, pisletmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
lekelemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
lekelemek, leke bırakmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El artista golpeó accidentalmente el lienzo húmedo y manchó el cuadro. |
çizgilemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La lluvia había manchado las ventanas, por lo que era difícil ver el jardín. |
altını kirletmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La niña tenía mucha vergüenza de preguntar dónde quedaba el baño y se manchó la ropa interior. |
sıçramak(su, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Se me cayó la lata y la pintura salpicó por todos lados. |
(şeref, itibar) lekelemek, gölge düşürmek(figurado) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
kirletmek, pisletmek, lekelemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El suelo mojado embarró los zapatos de Patrick. |
(ününü, ismini, vb.) lekelemek, kirletmek(reputación) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Los alegatos de abuso sexual mancillaron su reputación. |
karalamak, lekelemek, leke sürmek(mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
ününü zedelemek, şöhretini/ismini lekelemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El escándalo arruinó la reputación del político, nunca volvió a trabajar. |
dağılmak(gen pasivo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El paisaje estaba salpicado de árboles. |
benek yapmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
lekelemek, kirletmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Los vándalos han ensuciado otro cementerio. |
sıçratmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El auto pasó por un charco y me salpicó. |
ününü lekelemek, ününe/adına leke sürmek(mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Estas revelaciones están destinadas a mancillar su reputación. |
lekelemek(reputación) (itibarını, adını, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Siente que la historia del periódico ha ensuciado su buen nombre. |
doğum lekesi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
güneş lekesilocución nominal femenina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
Manş Denizinombre propio masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El canal de la Mancha es una de las vías marítimas más transitadas del mundo. |
petrol tabakası
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los ambientalistas dicen que la mancha de petróleo se está esparciendo a ritmo alarmante. |
leke
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
İspanyolca öğrenelim
Artık manchas'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
manchas ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.