İtalyan içindeki mollo ne anlama geliyor?
İtalyan'deki mollo kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte mollo'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki mollo kelimesi terketmek, bırakmak, rahatlatmak, ayrılmak, koymak, çarpmak, ayrılmak, bırakmak, bırakmak, vazgeçmek, gevşetmek, terketmek, çok ıslatmak, sırılsıklam etmek, bırakmak, osurmak, terk etmek, çöpe atmak, sırılsıklam etmek, vazgeçmek, terk etmek, pes etmek, vazgeçmek, gevşetmek, bükülmek, bırakmak, oluruna bırakmak, terk etmek, indirmek, ayağı debriyajdan çekmek, debriyajı kaldırmak, çözmek, ilişkiyi bitirmek, boşaltmak, ıslanmış, sırılsıklam, ıslak, zayıf/güçsüz kimse, yumuşak, sakın vazgeçme, sakın pes etme, devam etmek, bırakmak, sebat etmek, yarı yolda bırakmak, evlenmekten vazgeçmek, sepetlemek, gevşetmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
mollo kelimesinin anlamı
terketmek(informale) (sevgiliyi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Harry si è reso conto che litigava tutto il tempo con la fidanzata, quindi l'ha mollata. |
bırakmakverbo transitivo o transitivo pronominale (informale: smettere) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Deve mollare il bere per un po'. |
rahatlatmak(colloquiale) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ha mollato l'acceleratore. |
ayrılmakverbo transitivo o transitivo pronominale (informale: persona) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
koymakverbo transitivo o transitivo pronominale (informale: mettere, lasciare) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) È arrivata la posta; ti butto la tua sul tavolo per dopo. |
çarpmakverbo transitivo o transitivo pronominale (informale: posare alla svelta) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ha mollato la spesa sul tavolo della cucina e se n'è andato di sopra senza dire una parola. |
ayrılmak(relazioni) (birinden) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Secondo me dovresti lasciare il tuo ragazzo. |
bırakmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Non riuscivo più a tenere la fune e l'ho lasciata andare. |
bırakmak(okulu, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ha abbandonato la scuola prima di diplomarsi. Diversi partecipanti hanno abbandonato il torneo per infortunio. |
vazgeçmek(colloquiale) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
gevşetmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Matt ha mollato la presa della corda. |
terketmek(persona, animale) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Jack ha lasciato la sua ragazza e non le ha più rivolto parola. |
çok ıslatmak, sırılsıklam etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mi sono inzuppato la maglia per sbaglio mentre mi lavavo i denti. |
bırakmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Lasciami andare, bullo! |
osurmak(argo) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il cane deve aver mollato un peto, che puzza terribile! |
terk etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
çöpe atmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Se fossi in te butterei via quelle vecchie scarpe: cominciano a puzzare. |
sırılsıklam etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il pedone fu infradiciato da una macchina di passaggio quando questa colpì una pozzanghera. |
vazgeçmek(anche figurato) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
terk etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (birisini) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il suo fidanzato l'ha lasciata quando ha saputo che era incinta di un altro. Ha abbandonato sua moglie quando le cose si sono complicate. |
pes etmek(formale) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
vazgeçmek(informale) (fikir, iş, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il progetto si è rivelato troppo costoso e Karen l'ha mollato. |
gevşetmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Robert ha mollato la presa sulla sbarra. |
bükülmekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le gambe dell'anziano cedettero all'improvviso e afferrò la ringhiera per rimanere in piedi. |
bırakmak(faccenda) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Non abbandonerò questo progetto: ho intenzione di portarlo a termine. |
oluruna bırakmakverbo transitivo o transitivo pronominale (informale) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Abbiamo deciso di lasciar perdere la faccenda. |
terk etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (informale: fidanzato) (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) È ridotto a uno straccio da quando la fidanzata lo ha mollato. |
indirmek(freni) (el freni, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ora togli il freno a mano e metti la prima. |
ayağı debriyajdan çekmek, debriyajı kaldırmak(meccanica, frizione) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quando lasci la frizione il motore è in presa con la trasmissione. |
çözmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il maestro gli ha detto di allentare la presa sulla mazza da golf. |
ilişkiyi bitirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (informale: partner) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Andy e Gwen non escono più insieme: lei lo ha scaricato da un pezzo. |
boşaltmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La busta si ruppe e versò il contenuto a terra. La portiera dell'auto si aprì all'improvviso e fece uscire Arthur sul marciapiede. |
ıslanmış, sırılsıklam, ıslak
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il tappeto era bagnato dopo che il bagno si era allagato. Tuvalet taştıktan sonra halı sırılsıklam olmuş. |
zayıf/güçsüz kimse(persona) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Denise piange facilmente e non regge lo stress; è una debole. |
yumuşak(sert olmayan cisim) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Alla gente piace il nostro divano perché è molto morbido. Yumuşak olduğu için herkes kanepemizi çok seviyor. |
sakın vazgeçme, sakın pes etmeinteriezione Forza ragazzi, potete ancora vincere la partita! Non mollate mai! |
devam etmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Continua, sei quasi in cima alla collina. |
bırakmak(bir şeyi yapmayı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sebat etmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yarı yolda bırakmak(mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) James mollò Chris da solo lasciandogli tutto il lavoro da sbrigare. |
evlenmekten vazgeçmek(terminare relazione) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Suzie ha lasciato il suo ragazzo dopo 5 anni di fidanzamento per andare dietro a un altro uomo. |
sepetlemek(informale: lasciare, trascurare) (birisini) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Janet ha mollato da solo il suo fratello più giovane e se n'è andata con i suoi amici. |
gevşetmekverbo transitivo o transitivo pronominale (ip, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
İtalyan öğrenelim
Artık mollo'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
mollo ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.