İtalyan içindeki portata ne anlama geliyor?

İtalyan'deki portata kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte portata'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İtalyan içindeki portata kelimesi getirmek, yanında getirmek, beraberinde getirmek, yanında getirmek, beraberinde getirmek, takmak, ilgisini çekmek, iletmek, makyaj yapmak, şekil vermek, şekillendirmek, adını taşımak, ismini taşımak, taşımak, götürmek, nakletmek, taşımak, itmek, harekete geçirmek, taşımak, üzerinde taşımak, iletmek, takmak, koşturmak, çalıştırmak, taşımak, getirmek, sürüklemek, götürmek, taşımak, kazandırmak, taşımak, vermek, getirmek, arabayla götürmek, getirmek, alıp getirmek, götürmek, göstermek, giymek, giymek, ikna etmek, taşımak, nakletmek, yönlendirmek, taşımak, getirmek, alıp getirmek, iteklemek, yerleştirmek, boru hattıyla iletmek/nakletmek, debi, akış hızı, boyut, büyüklük, (fikir, vb.) kapsam/boyut, kapsam, makul sınır, yetişme, taşıma kuvveti, taşıma kapasitesi, sınır, limit, menzil, yemek, ölçek, yemek, yemek çeşidi, ilgi, alâka, ilinti, menzil, (yasa) maksat, amaç, ile taşınan, uzaklaştırmak, paket yaptırmak, götürmek, yanında taşımak, ikna etmek, hamile olmak, gebe olmak, başarıya götürmek, kışkırtmak, sevk etmek, kaynatma, girizgah yapmak, patron, keşfetmek, üzerinde bulundurmak, para kazanmak, (davaya) bakmak, (davayı) görmek, yargılamak, muhakeme etmek, başkasının eşini/sevgilisini ayartmak, yiyecek sağlayan kimse, sırtına binme anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

portata kelimesinin anlamı

getirmek

verbo transitivo o transitivo pronominale (taşımak anlamında)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Potresti portare qui quella sedia?
O sandalyeyi buraya getirir misin?

yanında getirmek, beraberinde getirmek

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Porto un po' di vino?
Bir şişe şarap getirmemi ister misin?

yanında getirmek, beraberinde getirmek

verbo transitivo o transitivo pronominale (birisini)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Porta un amico quando vieni a cena.
Yemeğe gelirken yanında bir arkadaşını da getir.

takmak

(indossare) (kol saati, takı, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le coppie sposate portano l'anello.

ilgisini çekmek

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Questa nuova vetrina ci porterà molta gente.

iletmek

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Puoi portare questa lettera all'ufficio postale?

makyaj yapmak

(trucco)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Quella ragazza è troppo giovane per portare il trucco.

şekil vermek, şekillendirmek

verbo transitivo o transitivo pronominale (stile) (saç, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Mi piace come porti i capelli.

adını taşımak, ismini taşımak

verbo transitivo o transitivo pronominale (nome, titolo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Porta il nome di suo padre.

taşımak

verbo transitivo o transitivo pronominale (bir şeyi)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Puoi portare questo tavolo dalla cucina alla sala da pranzo?

götürmek

(con veicolo) (araba, vb. ile)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

nakletmek

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Questo tubo trasporta acqua.

taşımak

verbo transitivo o transitivo pronominale (hastalık, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le zanzare portano la malaria.

itmek, harekete geçirmek

verbo transitivo o transitivo pronominale (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il commercio spinge l'economia.

taşımak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il somaro doveva portare il carico fino al campo.

üzerinde taşımak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

iletmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le pubblicità comunicano un messaggio chiaro.

takmak

(kravat, şapka, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Al giorno d'oggi tutti indossano i jeans.

koşturmak

(bestiame)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Bisogna dirigere il bestiame verso il nuovo pascolo.

çalıştırmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Dovrebbero far arrivare un autobus in questa città.

taşımak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Johnny ha portato le buste della spesa del suo anziano vicino in cima alle scale.

getirmek

verbo transitivo o transitivo pronominale (bir şeyi / birisini bir yere)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ti porto la macchina se poi tu mi accompagni a casa.

sürüklemek

(figurato) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
È stata portata al successo praticamente da un giorno all'altro.

götürmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il nastro trasportatore porta il pezzo alla postazione seguente.

taşımak

verbo transitivo o transitivo pronominale (di persona)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Porto mio figlio in spalla.

kazandırmak

(başarı, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

taşımak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

vermek

(hasar, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
L'uragano ha portato distruzione in parecchi paesi costieri.

getirmek

verbo transitivo o transitivo pronominale (cani)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Tim ha addestrato il cane a riportare la palla.

arabayla götürmek

verbo transitivo o transitivo pronominale (con un veicolo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Mia mamma accompagnò me e i miei amici al centro commerciale.

getirmek, alıp getirmek

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ti porto un altro piatto.

götürmek

verbo transitivo o transitivo pronominale (con un veicolo)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Mi potresti portare alla stazione degli autobus?

göstermek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
James ha un bell'occhio nero dopo la rissa con Bob.

giymek

verbo transitivo o transitivo pronominale (scarpe: misura) (ayakkabı, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Porto il 40 di stivali, ma il 38 di scarpe.

giymek

verbo transitivo o transitivo pronominale (abbigliamento: taglia) (giysi bedeni)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Che taglia porti?

ikna etmek

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il ministro ecclesiastico ha portato la congregazione ad uno stato d'animo di esultanza.

taşımak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Questi tubi portano l'acqua allo scaldabagno.

nakletmek

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La catena di montaggio trasportava i componenti alla stazione successiva.

yönlendirmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Patrick diresse subito la conversazione sul suo argomento preferito.

taşımak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Mark è andato a prendere i ragazzi a scuola e li ha portati in piscina.

getirmek, alıp getirmek

(bir şeyi)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

iteklemek

(a mano)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

yerleştirmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Sull'isola sono stati impiantati venti cervi per aumentarne il numero.

boru hattıyla iletmek/nakletmek

(tramite tubi, condutture) (su, petrol, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
L'acqua viene pompata dal rubinetto alla serra.

debi

sostantivo femminile (di liquidi)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
La portata dipende dal diametro del tubo.

akış hızı

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

boyut, büyüklük

(misura)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Nella regione non si era mai vista una bufera di questa portata prima d'ora.
Bölgede hiç bu boyutta bir fırtına görülmemişti.

(fikir, vb.) kapsam/boyut

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
La portata della sua proposta era sconcertante.

kapsam

(estensione)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Il manager non ha capito subito la portata del problema all'inizio, ma presto ne ha capito l'entità.

makul sınır

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

yetişme

sostantivo femminile (distanza)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
I bicchieri sullo scaffale in alto sono oltre la sua portata.
Üst raftaki bardaklara yetişmesi imkansız.

taşıma kuvveti

sostantivo femminile

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
L'aereo da carico a due motori ha una portata di otto tonnellate.

taşıma kapasitesi

sostantivo femminile (gemi)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
La chiatta ha una portata di trenta tonnellate.

sınır, limit

(spec. volume) (kişi)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
La capienza di questa stanza è di venticinque persone.

menzil

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Penso che i nostri cellulari siano fuori dal raggio dell'antenna più vicina.
Bence cep telefonlarımız, en yakın radyo kulesinin menzili dışındadır.

yemek

(cibo)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Il secondo piatto di stasera è la bistecca.
Bu akşamın ikinci yemeği biftektir.

ölçek

(grandezza, misura)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Il progetto della diga è stato ideato in grande scala.

yemek

(cibo)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Sei pronto per il prossimo piatto?

yemek çeşidi

(cibo)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Si può scegliere fra tre piatti di verdura.

ilgi, alâka, ilinti

sostantivo femminile

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Ciò non ha alcuna rilevanza nella questione attuale.

menzil

sostantivo femminile (armi) (silah)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Il pezzo d'artiglieria ha una portata di sei miglia.

(yasa) maksat, amaç

(di una legge o procedura) (hukuk)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
La riscossione delle tasse rientra nell'ambito del governo statale.

ile taşınan

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
La malaria non è l'unica malattia trasmessa dalle zanzare.

uzaklaştırmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Vuoi portare via il cane prima che rompa tutto?

paket yaptırmak

verbo transitivo o transitivo pronominale (cibo da asporto) (yiyecek, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Compriamo delle patatine da portare via?

götürmek

(con veicolo) (arabayla)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Mi accompagneresti alla stazione?

yanında taşımak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Porta sempre con sé un coltello per difesa personale.

ikna etmek

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il suo discorso ci ha portato ad accettare il suo punto di vista.

hamile olmak, gebe olmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Melinda è incinta di due gemelli.

başarıya götürmek

verbo transitivo o transitivo pronominale (mecazlı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il giocatore di punta ha condotto la squadra alla vittoria.

kışkırtmak

verbo transitivo o transitivo pronominale (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
I suoi figli la portano sempre all'esaurimento nervoso.

sevk etmek

verbo transitivo o transitivo pronominale (figurato: conversazione, ecc.) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ha deviato la conversazione verso una certa tematica.

kaynatma

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Bollire è il metodo più efficace per eliminare le macchie.

girizgah yapmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
I titoli di testa introducono il film.

patron

(figurato: persona che comanda) (baskın kişi)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
La moglie è il suo capo.

keşfetmek

(mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ieri ho scoperto dei veri tesori al negozio di libri usati.

üzerinde bulundurmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

para kazanmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Te ne stai tranquillo a casa perché sono io che guadagno.

(davaya) bakmak, (davayı) görmek, yargılamak, muhakeme etmek

(diritto) (hukuk)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il procuratore distrettuale processerà il caso di corruzione.
Bölge Başsavcısı, rüşvetçilik davasına bakacak.

başkasının eşini/sevgilisini ayartmak

(figurato)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Sally ha cercato di rubare il ragazzo di Amber ieri sera.

yiyecek sağlayan kimse

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Sua cognata ha portato da mangiare per la festa.

sırtına binme

sostantivo maschile (birisinin)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
La bambina si fece un giro a cavalluccio con il fratello maggiore.

İtalyan öğrenelim

Artık portata'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.

İtalyan hakkında bilginiz var mı

İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.