Fransızca içindeki affecté ne anlama geliyor?
Fransızca'deki affecté kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte affecté'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki affecté kelimesi taklit etmek, etkilemek, tesir etmek, teminat olarak ödemek, etkilemek, yakasına yapışmak, pay etmek, paylaştırmak, bozmak, engellemek, baltalamak, tahsis etmek, ayırmak, mecbur etmek, zorunda bırakmak, bir nedene bağlamak, belli bir amaç için bir kenara ayırmak, kenara koymak, kötü etkilemek, etki yapmak, etkili/etkisi olmak, sıkıntı vermek, gölge düşürmek, sahte, taklit, yapmacıklı, efemine, abartılı, etkilenmiş, üzgün, üzüntülü, sıkkın, doğal olmayan, yapay, suni, sahte, yapmacık, müşkülpesent, vermek, görev vermek, görev vermek, görevlendirmek, tahsis etmek, ayırmak, ile görevlendirmek, yerleştirmek, atamak, görev vermek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
affecté kelimesinin anlamı
taklit etmekverbe intransitif (feindre) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Pierre affecte parfois d'avoir un accent du Sud. |
etkilemek, tesir etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le plan gouvernemental va affecter un grand nombre de gens. Hükümetin planı pek çok insanı etkileyecek. |
teminat olarak ödemekverbe transitif (de l'argent en garantie) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
etkilemek(mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les difficultés financières de la société ont affecté le lancement de nouveaux projets. |
yakasına yapışmak(soutenu) (hastalık, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il a été affecté par une mystérieuse maladie. |
pay etmek, paylaştırmakverbe transitif (des fonds) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nous attendons que la finance confirme comment les fonds seront affectés (or: alloués). |
bozmak, engellemek, baltalamakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le village a été rudement affecté par la fermeture de l'usine. |
tahsis etmek, ayırmakverbe transitif (de l'argent, un budget) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Notre école devrait affecter des fonds à l'achat d'ordinateurs. |
mecbur etmek, zorunda bırakmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les enfants ne feront pas les tâches ménagères par eux-mêmes ; il faut les y obliger. |
bir nedene bağlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) A quoi attribues-tu ton succès précoce de chanteur ? |
belli bir amaç için bir kenara ayırmak, kenara koymakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le comité a-t-il des fonds qu'il n'a pas encore affecté (or: assigné) ? |
kötü etkilemekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
etki yapmak, etkili/etkisi olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sıkıntı vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ce pays a été rongé par le malheur. |
gölge düşürmek(temps) (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je n'aime pas faire mes courses le samedi parce que ça empiète sur mon week-end. |
sahte, taklit, yapmacıklı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Bob fit un sourire un pincé et les encouragea à entrer d'un geste affecté. |
efemine
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
abartılıadjectif (action, geste) (rol yapma, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le jeu affecté (or: très théâtral) des acteurs a grandement amusé le public. |
etkilenmiş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les équipes de sauvetage sont en route vers la zone affectée. Les résidents touchés peuvent appeler ce numéro d'assistance téléphonique. |
üzgün, üzüntülü, sıkkın(tristesse surtout) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Elle était contrariée (or: affectée) par l'attitude de ses amis. Arkadaşının davranışları yüzünden üzgündü. |
doğal olmayan, yapay, suni
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Sa façon de parler n'est vraiment pas naturelle, tu ne trouves pas ? |
sahte, yapmacık(personne) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il m'a regardé avec l'un de ses faux sourires habituels. |
müşkülpesent
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Doit-on absolument inviter David à dîner ? Il est tellement précieux ! |
vermek(görev, iş) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
görev vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
görev vermek, görevlendirmek(à une tâche) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ils ont affecté Cheri à la préparation de gâteaux pour le déjeuner. |
tahsis etmek, ayırmak(des fonds) (para, fonlar, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le comité allouera des fonds au projet caritatif. |
ile görevlendirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yerleştirmek(asker) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'engagé était assigné (or: affecté) à une unité de snipers près de la ville. |
atamak(bir işe, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Elle a été affecté du siège à un poste sur le terrain. |
görev vermek(à un poste, à une tâche) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le sergent a affecté Rick à une unité spéciale. |
Fransızca öğrenelim
Artık affecté'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
affecté ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.