Fransızca içindeki est ne anlama geliyor?
Fransızca'deki est kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte est'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki est kelimesi doğu, şark, Doğu Saati, -dır, -dir, -dur, -dür, mı, mi, mu, mü, -ır, -ir, -ur, -ür, -miş miydi, -mış mıydı, yaratık, mahluk, -dır, -dir, -dur, -dür, varoluş, -dır, -dir, varlık, tutum içinde olmak, olmak, bulunmak, bulunmak, -dır, -dir, olmak, -ındı, -indi, tutarında olmak, tutmak, olmak, -dır, -dir, demek olmak, doğuya ait, doğu, doğuya doğru, doğuya, doğusunda, doğu tarafında, doğusunda, ilham verici, ilham veren, tüy gibi, kuşkusuz, yani, başka bir deyişle, yani, şöyle ki, yani, kullanışlı bir şekilde, -dır, -dir, -dur, -dür, işte mesele de bu, sorumluluk, mesuliyet, GD, kuzeydoğu bölgesi, vahim durum, güneydoğu bölgesi, doğu-güneydoğu, muhakkak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
est kelimesinin anlamı
doğu, şark(point cardinal, direction) (yön) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le soleil se lève à l'est. Güneş doğudan doğar. |
Doğu Saati(Can, anglicisme) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
-dır, -dir, -dur, -dür(être, 3e personne singulier) (olmak/geniş zaman) Sophie est un génie. O, bir dahidir. |
mı, mi, mu, mü(dans les questions) (soru eki) "Est-ce votre voiture, monsieur ?", demanda l'agent de police. |
-ır, -ir, -ur, -ür(au passif) Il est accusé de vol par son patron. |
-miş miydi, -mış mıydı(avoir, 3e pers du singulier) (soru) Est-ce qu'elle t'a dit à quelle heure elle arrivait ? |
yaratık, mahluk
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Beaucoup de gens croient que la galaxie est remplie d'êtres doués d'intelligence. Çoğu kişi uzayda akıllı yaratıklar bulunduğuna inanıyor. |
-dır, -dir, -dur, -dürverbe intransitif Ma mère est petite. |
varoluşnom masculin (philosophie) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les philosophes débattent de la signification de l'être. |
-dır, -dir(durum bildirir) Barry est malade. Barry hastadır. |
varlık(nature profonde) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Theresa déteste les menteurs de tout son être. |
tutum içinde olmakverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Je suis pour la nouvelle loi. Yeni yasayı destekleyen bir tutum içindeyim. |
olmak, bulunmakverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tu seras chez toi ce soir ? |
bulunmak(yer) Le beurre est sur la table. Tereyağı masanın üstündedir. |
-dır, -dir(zaman) La pièce est à huit heures. Oyunun başlama saati sekizdir. |
olmakverbe intransitif (métier) Elle est officier de police. |
-ındı, -indiverbe intransitif (au passif) (geçmiş zaman, edilgen) Mon portefeuille a été volé hier. Dün cüzdanım çalındı. |
tutarında olmak, tutmak(familier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) C'est sept dollars. |
olmakverbe intransitif (d'une certain dimension) (küçük, büyük, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les pêches sont petites cette saison. |
-dır, -dirverbe intransitif (heure) (saat) Il est huit heures et demie. |
demek olmakverbe transitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) C'est la guerre ! |
doğuya ait, doğulocution adjectivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Un vent d'est est souvent froid. |
doğuya doğru, doğuyaadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Vous devez rouler trois kilomètres vers l'est pour arriver là-bas. |
doğusunda, doğu tarafındaadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Les riches vivent à l'est de la rivière. |
doğusunda
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) La Grande-Bretagne se situe à l'est de l'Irlande. |
ilham verici, ilham veren
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) J'ai trouvé le sermon de ce matin très inspirant. |
tüy gibi(littéraire) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
kuşkusuzadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) D'accord, John a eu une mauvaise note à l'interrogation, mais le professeur n'avait pas à l'humilier devant ses camarades comme ça. |
yani, başka bir deyişle
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Un seul pays, c'est-à-dire la Chine, a voté contre cette mesure. |
yani, şöyle kilocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Je suis désolé. C'est-à-dire que je ne le referai plus. |
yanilocution conjonction (edat: Farklı tür ve görevdeki sözcükler ve kavramlar arasında anlam ilişkisi kurmaya yarayan yardımcı sözcüktür (örnek: "İstanbul'a kadar sadece seni görmeye geldim").) |
kullanışlı bir şekilde(situé : maison) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
-dır, -dir, -dur, -dür(bu, şu, o) Rick est toujours enjoué, c'est l'une des choses que j'aime chez lui. |
işte mesele de buadverbe |
sorumluluk, mesuliyet(obligation) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il est de ton devoir de t'occuper du chien. Köpeğe bakmak senin sorumluluğun (or: mesuliyetin). |
GD(sud-est : rose des sables, boussole) (Güneydoğu, kıs.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tim a marqué SE sur la carte. |
kuzeydoğu bölgesinom masculin invariable (région) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
vahim durum
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
güneydoğu bölgesinom masculin invariable (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La Floride est dans le sud-est des États-Unis. |
doğu-güneydoğunom masculin (yön) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les vents viendront de l'est-sud-est ce soir. |
muhakkak
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Ce garçon est si bagarreur qu'il finira forcément en prison. |
Fransızca öğrenelim
Artık est'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
est ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.