Fransızca içindeki fouetter ne anlama geliyor?
Fransızca'deki fouetter kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte fouetter'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki fouetter kelimesi kamçılamak, kırbaçlamak, kamçılamak, kırbaçlamak, çırpmak, çarpmak, çarpmak, sopayla dövmek, sopayla vurmak, (yumurta, vb.) çırpmak, kırbaçlamak, kırbaçlamak, dövmek, dayak atmak, kayışla dövmek, kırbaçlamak, kırbaçlama, kamçılama, kırbaçla dövme, kamçıyla vurma, pis kokmak, kötü kokmak, dövmek, dayak atmak, pataklamak, çırpmak, (yemek) çırpma, dayak, krem şanti, yapacak daha iyi/önemli bir işi olmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
fouetter kelimesinin anlamı
kamçılamak, kırbaçlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le conducteur de charrette a fouetté le cheval pour qu'il aille plus vite. Le négrier a fouetté l'esclave pour désobéissance. |
kamçılamak, kırbaçlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le gardien a fouetté le criminel devant la foule. |
çırpmak(Cuisine) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elizabeth a fouetté de la crème pour accompagner le dessert. |
çarpmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les vagues battaient (or: fouettaient) le côté du bateau. |
çarpmakverbe transitif (vent, pluie) (yağmur, rüzgar) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La pluie battante fouettait le côté nord du bâtiment. |
sopayla dövmek, sopayla vurmakverbe transitif (pour punir) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Durant la période qu'il a passé à l'internat dans les années 40, il lui arrivait souvent de se faire fouetter par le directeur. |
(yumurta, vb.) çırpmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Adam a fouetté (or: battu au fouet) la pâte à gâteau. |
kırbaçlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'officier a battu le marin délinquant avec une cravache grossière. |
kırbaçlamakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Bien qu'ils l'aient fouettée (or: flagellée) de nombreuses fois, elle n'a pas avoué ce qu'on lui reprochait. |
dövmek, dayak atmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le père le cingla (or: le fouetta) parce qu'il s'était mal conduit. |
kayışla dövmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le père de Bill le fouettait régulièrement lorsqu'il était garçon. |
kırbaçlamakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
kırbaçlama, kamçılama, kırbaçla dövme, kamçıyla vurma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La flagellation fut le châtiment du prisonnier. |
pis kokmak, kötü kokmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Tu pues des pieds ! Va les laver. |
dövmek, dayak atmak, pataklamakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les marins mutinés ont été flagellés (or: fouettés) pour leur insubordination. |
çırpmakverbe transitif (Cuisine) (yumurta, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il m'a fallu longtemps pour battre les œufs en meringue. |
(yemek) çırpma(des œufs) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
dayaknom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'élève a été flagellé (or: fouetté) pour avoir volé un livre de la bibliothèque. |
krem şantinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La crème fraîche liquide est plus pauvre en graisse et calories que la crème épaisse. |
yapacak daha iyi/önemli bir işi olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je ne peux pas attendre ; j'ai d'autres chats à fouetter. |
Fransızca öğrenelim
Artık fouetter'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
fouetter ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.