Fransızca içindeki franche ne anlama geliyor?
Fransızca'deki franche kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte franche'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki franche kelimesi doğru, dürüst, Fransız frangı, frank, açık, İsviçre frangı, frank, samimi, içten, açıksözlü, sözünü sakınmayan, lafını esirgemeyen, dürüst, açık yürekli, açık sözlü, açık sözlü, açık konuşan, açık sözlü, samimi, içten, açık, açık sözlü, samimi, içten, açık sözlü, doğru sözlü, dürüst, esaslı, dürüst, açık sözlü, açık, net, dürüst, doğru, açık sözlü, dürüst, samimi, (vergiden) muaf, doğru, dürüst, dürüstlük, doğruluk, açık konuşma, fikrini açıkça söyleme, dobra dobra konuşma, lafını esirgememe, masonluk, ısrarlı, serbest vuruş, dürüst hareket etmek, adilce, adilane, Farmason, Mason, deli fişek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
franche kelimesinin anlamı
doğru, dürüstadjectif (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Dana est quelqu'un de franc : elle dit toujours ce qu'elle pense. |
Fransız frangı, franknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
açıkadjectif (söz, konuşma) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Sarah a fourni une évaluation franche à l'issue de la prestation de l'élève. |
İsviçre frangı, franknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
samimi, içtenadjectif (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il a été plutôt franc avec eux mais ils ne l'ont pas cru. |
açıksözlü, sözünü sakınmayan, lafını esirgemeyen
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Jeremy est très franc, il dit toujours ce qu'il pense. |
dürüst, açık yürekli, açık sözlü(kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La personne qui m'a fait passer l'entretien a été franche concernant le nombre de candidats. |
açık sözlü
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Alex aime les femmes franches qui disent ce qu'elles pensent. |
açık konuşanadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Elle est franche au point d'être malpolie. |
açık sözlüadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Henry a mal pris les commentaires francs de Rita. |
samimi, içtenadjectif (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les employés ont critiqué les directeurs pour ne pas avoir été plus francs. |
açık(konuşma) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il fut franc (or: direct) avec elle et lui dit qu'elle devait arrêter. |
açık sözlü
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Si je peux être franc avec vous, je vais vous dire ce qui ne va pas. |
samimi, içtenadjectif (personne) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le Dr Smith a été franc et honnête avec nous quant aux risques d'une opération. |
açık sözlü, doğru sözlü, dürüst
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) David est un type direct ; il dit toujours ce qu'il pense. |
esaslı(mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
dürüst
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
açık sözlü(personne) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
açık, net
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Donne-moi une réponse directe (or: franche): "oui" ou "non" ? |
dürüst, doğru(familier) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Tu es réglo avec moi ? J'espère bien. |
açık sözlü, dürüstadjectif (personne) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Un homme honnête (or: franc) n'a pas à se rappeler ce qu'il a dit. |
samimiadjectif (opinion, déclaration) (fikir, ifade) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il donna une opinion honnête (or: franche) sur l'entreprise. |
(vergiden) muaf
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les associations caritatives sont exonérées d'impôts. |
doğru, dürüstadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Je ne te dis pas ce que tu veux entendre mais te donne des réponses sincères (or: franches). |
dürüstlük, doğruluk
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'apprécie ton franc-parler, mais tu devrais avoir plus de tact quand tu parles. |
açık konuşma, fikrini açıkça söylemenom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le Président Harry Truman était connu pour ses manières terre-à-terre et son franc-parler. |
dobra dobra konuşma, lafını esirgememe
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La franchise (or: Le franc-parler) de Pam peut offenser ceux qui n'y sont pas habitués. |
masonluknom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Richard s'est impliqué dans la franc-maçonnerie lorsqu'un de ses amis l'a invité à s'y joindre. |
ısrarlı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les exigences de Jasmine étaient virulentes ; elle n'accepterait aucune réponse négative. |
serbest vuruşnom masculin (Sports) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
dürüst hareket etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Hé ! Ne triche pas ! Sors cet as de ta manche tout de suite ! |
adilce, adilaneadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Je n'aime pas jouer au football avec eux. Ils ne jouent pas franc jeu. |
Farmason, Mason
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
deli fişek(ne yapacağı belli olmayan kişi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sois prudent quand tu parles au gérant, c'est un franc-tireur. |
Fransızca öğrenelim
Artık franche'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
franche ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.