Fransızca içindeki longtemps ne anlama geliyor?
Fransızca'deki longtemps kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte longtemps'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki longtemps kelimesi uzun süre, uzun zaman, çoktandır, uzun zaman, uzun zaman, çok önce, çok öncesinde, uzun süreden beri, uzun zamandır, uzun süredir, uzun zamandan beri, uzun süre, uzun zaman, uzun süre, uzun zaman, uzun zaman önce, çok zaman önce, uzun bir süre önce, çoktandır, çoktan beri, epeydir, epey zamandır, uzun zaman önce, yıllar önce, yıllar evvel, epey bir zaman, uzun zamandır, görüşmeyeli uzun zaman oldu, (birisinden) daha uzun yaşamak, daha uzun ömürlü olmak, daha uzun sürmek, daha fazla kalmak, daha çok kalmak, fazla kalmak, daha fazla, çok uzun süredir, -diği sürece/-dikçe, daha uzun, en uzun süreyle, -mek şartıyla, -mak koşuluyla, dayanmak, uzun yürüyüş yapmak, uzun yürüyüşe çıkmak, fazla demlemek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
longtemps kelimesinin anlamı
uzun süreadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
uzun zaman
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Cela fait longtemps qu'on ne s'est pas vus. |
çoktandıradverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) J'ai attendu longtemps mais il n'est jamais venu. |
uzun zamanadverbe (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ça fait un moment que je n'ai pas vu mon ex-mari. |
uzun zaman(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ça fait longtemps que je ne l'ai pas vu. |
çok önce, çok öncesinde(antérieurement) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Il y avait des problèmes ici longtemps avant son arrivée. |
uzun süreden beri, uzun zamandır, uzun süredir, uzun zamandan beri
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Il sera parti longtemps ? |
uzun süre, uzun zamanadverbe (pendant un long moment) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Il a réfléchi longuement (or: longtemps) et profondément au sujet. |
uzun süre, uzun zaman
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Elle va être longue ? |
uzun zaman önce, çok zaman önce, uzun bir süre önceadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Il y a longtemps, mes ancêtres ont investi ces terres. |
çoktandır, çoktan beri, epeydir, epey zamandırlocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Je suis à la retraite depuis longtemps ; ça fait des années que je n'ai pas travaillé. |
uzun zaman öncelocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Julie a commencé à apprendre la guitare (il y a longtemps) dans les années soixante. |
yıllar önce, yıllar evvellocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) J'ai habité à Nottingham, il y a longtemps. |
epey bir zamanadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Ça fait assez longtemps que je ne l'ai pas vu. |
uzun zamandır
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Cela fait longtemps que je ne l'ai pas vu. |
görüşmeyeli uzun zaman oldu(familier) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Hey, Andrew ! Ça fait un bail ! |
(birisinden) daha uzun yaşamak, daha uzun ömürlü olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
daha uzun sürmek(personne) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
daha fazla kalmak, daha çok kalmaklocution verbale (birisinden) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
fazla kalmak(bir yerde) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
daha fazlalocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Je ne peux pas le faire plus longtemps que lui. |
çok uzun süredirlocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
-diği sürece/-dikçe
Aussi longtemps que tu vivras sous mon toit, tu obéiras à mes règles, jeune fille ! |
daha uzunlocution adverbiale (durée) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Je suis désolée que tu ne puisses pas rester plus longtemps. |
en uzun süreyleadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Cette crème glacée a duré le plus longtemps. Cette voiture a roulé le plus longtemps. |
-mek şartıyla, -mak koşuluyla
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Tant qu'il y a de la nourriture, le peuple acceptera n'importe quelle autorité. |
dayanmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'achète des vêtements simples, qui sont résistants (or: qui durent longtemps) et ne se démodent pas. |
uzun yürüyüş yapmak, uzun yürüyüşe çıkmakverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Irene a marché d'ici jusqu'à la maison de son frère. |
fazla demlemek(çay, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mme Jones avait encore une fois laissé infuser le thé trop longtemps, mais Rachel l'a bu poliment même s'il avait un goût horrible. |
Fransızca öğrenelim
Artık longtemps'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
longtemps ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.