Fransızca içindeki mer ne anlama geliyor?
Fransızca'deki mer kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte mer'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki mer kelimesi deniz, deniz, tuzlu su, okyanus, gelgit, derya, deniz, denizde seyreden/giden, koy, küçük körfez, yürüyüş yolu, deniz kestanesi, Çrş., aşağı indirmek, -den indirmek, gezinti/yürüyüş, deniz kıyısındaki, deniz kestanesi, denizci, gemici, deniz tutmuş, karaya vurmuş, açık denizde, denize adam düştü, suya adam düştü, deniz mahsülleri, deniz ürünleri, denizyıldızı, deniz tutması, su kenarı, su kıyısı, liman, deniz limanı, sahil, sahil, tuzlu su, su samuru, Karayip Denizi, deniz seviyesi, yazlık ev, deniz alçalması, denize açılmak, yelken açmak, gemiden aşağı atmak, denize atmak, kabuklu deniz ürünü, deniz seviyesindeki, başlanmış, başlamış, haliç, denizci, duba, Karayip Denizi anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
mer kelimesinin anlamı
deniznom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La Méditerranée est une mer, pas un océan. Akdeniz okyanus değil denizdir. |
deniz, tuzlu sunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La mer abrite des milliers d'espèces différentes de poissons. Denizde pek çok balık türü yaşamaktadır. |
okyanusnom féminin (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le navire glissait sur la mer calme. |
gelgit(marée) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'eau monte. Il faut déplacer nos serviettes de plage. |
derya(figuré) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dans certaines régions de l'Ohio, tout ce que tu peux voir, c'est un océan de maïs. |
denizlocution adjectivale La tortue de mer vient sur la plage pour s'accoupler. |
denizde seyreden/giden
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
koy, küçük körfez(sur la côte) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le bateau s'est réfugié dans une petit crique pour éviter la tempête. |
yürüyüş yolu(en front de mer) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous avons marché sur la promenade (or: sur le front de mer) au coucher du soleil. |
deniz kestanesi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il a marché sur un oursin et les épines se sont enfoncées dans son pied. |
Çrş.abréviation (mercredi) (Çarşamba, kıs.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Maria écrivit une note : "Mer. 12 h 30, déj. avec Jean". |
aşağı indirmek, -den indirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il a descendu le carton de l'étagère. Kutuyu raftan indirdi. |
gezinti/yürüyüş(en front de mer) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ça te dirait de te promener le long du front de mer avant le thé ? |
deniz kıyısındaki(station, ville) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Nous avons passé un charmant week-end dans une station balnéaire. |
deniz kestanesi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Si vous pataugez dans la mer, mettez des chaussures aquatiques pour protéger vos pieds des oursins. |
denizci, gemici(gündelik dil) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le pub près du quai était rempli de marins. |
deniz tutmuş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Evelyn a eu le mal de mer sur le bateau. |
karaya vurmuşlocution adjectivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les enfants ont décoré leur château de sable avec des coquillages et des bouts d'algues rejetés par la mer. |
açık denizdelocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Le vieux marin aime à raconter ses aventures en mer. |
denize adam düştü, suya adam düştüinterjection Un homme à la mer ! Lancez-lui un gilet de sauvetage avant que les requins ne l'atteignent ! |
deniz mahsülleri, deniz ürünleri(strictement parlant) |
denizyıldızınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous avons vu différentes sortes d'étoiles de mer sur la plage. |
deniz tutmasınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
su kenarı, su kıyısı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
liman, deniz limanınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sahilnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sahilnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tuzlu su
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dans la baie de Chesapeake, l'eau douce des rivières se mélange à l'eau salée de l'océan. On ne retrouve ce poisson qu'en eau salée. |
su samurunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) De facétieuses loutres de mer se donnent en spectacle à l'aquarium public aux heures de repas. |
Karayip Denizinom propre féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai profité d'une croisière sur la mer des Caraïbes, à visiter Porto Rico, la Barbade et les Îles Vierges américaines. |
deniz seviyesinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Un tiers des Pays-Bas se trouve au niveau voire en dessous du niveau de la mer. Le réchauffement climatique provoque la montée du niveau de la mer à l'échelle mondiale. |
yazlık evnom féminin (deniz kenarında) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Elle m'a invité à passer une semaine dans sa maison au bord de la mer. |
deniz alçalması
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) À marée basse, on peut voir une épave dépasser du sable. |
denize açılmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nous prendrons de nouveau la mer quand les voiles auront été réparées. |
yelken açmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le long-courrier a pris la mer pour un voyage autour des Caraïbes. |
gemiden aşağı atmak, denize atmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Comme l'avion perdait de l'altitude, l'équipage a jeté une partie de la cargaison par-dessus bord. |
kabuklu deniz ürününom masculin pluriel (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je suis allergique aux fruits de mer alors je n'en mange jamais. |
deniz seviyesindekilocution adjectivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
başlanmış, başlamışlocution adverbiale (bateau) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
haliçnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ils naviguaient le long du bras de mer vers la mer. |
denizcinom masculin (familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le vieux loup de mer naviguait depuis plus de quarante ans. |
dubanom masculin (navire : flotteur) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
Karayip Denizinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La mer des Caraïbes est vraiment chaude, même en hiver. |
Fransızca öğrenelim
Artık mer'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
mer ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.