İngilizce içindeki clip ne anlama geliyor?

İngilizce'deki clip kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte clip'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki clip kelimesi ataş, toka, saç tokası, klips, video klibi, klip, kesmek, kesmek, sürat, (hafifçe) vurmak, indirmek, kısaltmak, kırpmak, kırpıntı çizge, saç tokası, ataç, ataş, ataçla tutturmak, video klip, video klibi anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

clip kelimesinin anlamı

ataş

noun (fastener for documents, etc.)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
I accidentally pinched my finger in the clip.

toka, saç tokası

noun (hairclip, grip)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Jenny keeps her long hair in a bun with dozens of clips.

klips

noun (jewelry: pin, brooch) (takı)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Lauren is wearing a colorful clip on her blouse.

video klibi, klip

noun (video extract)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The class watched a short clip about the solar system.

kesmek

transitive verb (cut)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Alan asked the barber to clip a bit off the length of his hair.

kesmek

transitive verb (cut short)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Many people don't believe in clipping their dog's ears.

sürat

noun (speed)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The band of men set off at a rapid clip.

(hafifçe) vurmak, indirmek

transitive verb (hit lightly)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Tina was clipped in the shoulder by a baseball at practice.

kısaltmak

transitive verb (shorten a word)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Susie speaks quickly and clips her words.

kırpmak

transitive verb (animals: trim fur) (koyun, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
My poodle's hair grows fast, so I have it clipped frequently.

kırpıntı çizge

noun (copyright-free graphics) (bilgisayar)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Clipart was used often in presentations fifteen years ago, but now it looks a little cheesy.

saç tokası

noun (clasp for securing hairstyle)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

ataç, ataş

noun (small clasp that holds papers together)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
You can use a paper clip to hold the pages together.

ataçla tutturmak

transitive verb (fasten with paper clip)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Jason paper-clipped a photo of himself to his resume.

video klip, video klibi

noun (short videotape extract)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

İngilizce öğrenelim

Artık clip'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.