İngilizce içindeki crisis ne anlama geliyor?
İngilizce'deki crisis kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte crisis'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki crisis kelimesi kriz, bunalım, buhran, mali kriz, mali buhran, finansal kriz, kimlik bunalımı, kimlik krizi, kamu sağlığı krizi anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
crisis kelimesinin anlamı
kriz, bunalım, buhrannoun (emergency situation) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) June always knows what to do in a crisis. |
mali kriz, mali buhran, finansal kriznoun (period of economic difficulty) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The current financial crisis began with the collapse of the real estate market. |
kimlik bunalımı, kimlik krizinoun (confusion about yourself) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The country is going through an identity crisis shaped by significant demographic changes. |
kamu sağlığı krizinoun ([sth] that risks the health of many people) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
İngilizce öğrenelim
Artık crisis'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
crisis ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.