İngilizce içindeki imaging ne anlama geliyor?

İngilizce'deki imaging kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte imaging'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki imaging kelimesi görüntüleme, görüntüleme, görüntüleme, görüntüleme, şekil, suret, tasvir, fotoğraf, görünüş, izlenim, görüntü, imaj, kanı, suret, kopya, timsal, put, benzetme, görüntülemek, manyetik rezonans görüntüleme anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

imaging kelimesinin anlamı

görüntüleme

noun (science: producing images)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The physicist worked for NASA helping them with their imaging.

görüntüleme

noun as adjective (science: producing images)

A thermal imaging camera shows which parts of your body are the warmest.

görüntüleme

noun (medicine: scanning) (tıp)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The doctor ordered some imaging for the patient to get a better look at the problem.

görüntüleme

noun as adjective (medicine: scanning)

Imaging technology has advanced greatly in the last twenty years.

şekil, suret, tasvir

noun (picture) (sanat)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
This statue is an image of Mary at Jesus' birth.
Bu heykel, İsa'nın doğumu sırasındaki Meryem'in suretidir.

fotoğraf

noun (photo)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The photographer chose his best images to take to the presentation.

görünüş

noun (appearance)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
His austere image was heightened by his dark clothing and pale skin.

izlenim, görüntü, imaj

noun (perception: public)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
His image was that of a playboy.
Bu adamın çapkın imajı vardı.

kanı

noun (perception, idea)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
I have this image of him as being a very nice person.

suret, kopya

noun (copy)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
This painting is the very image of the original.

timsal

noun (figurative (embodiment)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
He was the image of male aggressiveness.

put

noun (idol)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Some religions forbid images of their gods.

benzetme

noun (figurative (metaphor, simile) (mecazlı)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The poet uses the image of trees in autumn to convey the idea of mortality.

görüntülemek

transitive verb (make image of)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
A probable planet orbiting Beta Pictoris has recently been imaged.

manyetik rezonans görüntüleme

noun (produces internal images of body)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

İngilizce öğrenelim

Artık imaging'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.