İngilizce içindeki non- ne anlama geliyor?
İngilizce'deki non- kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte non-'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki non- kelimesi -sız, -siz, -suz, -süz, bağımlılık yapmayan, alkolsüz, dinsiz kimse, dinsiz, inançsız kimse, inançsız, uyumsuzluk, var olmayan, kurgusal olmayan eser, kurgusal olmayan, kâr amacı gütmeyen, kâr amaçlı olmayan, kâr amacı gütmeyen kuruluş, ikamet etmeyen kişi, ikamet etmeyen, sigara içmeyen kimse, yapışmaz, aralıksız, durmak bilmeyen, aralıksız, durmadan anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
non- kelimesinin anlamı
-sız, -siz, -suz, -süzadjective (prefix (not) For example: nonpayment, non-toxic |
bağımlılık yapmayanadjective (not habit forming) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The patient requested non-addictive painkillers. |
alkolsüzadjective (not containing alcohol) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The recovering alcoholic asked for a non-alcoholic beer at the wedding. |
dinsiz kimse, dinsiznoun (atheist) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) My family was disappointed when I told them that I was a nonbeliever. |
inançsız kimse, inançsıznoun (non-religious person) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Our church welcomes nonbelievers who are open-minded. |
uyumsuzluknoun (disobedience) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Noncompliance will be punished by immediate termination. |
var olmayanadjective (imaginary, that does not exist) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Basic services were nonexistent in the poorer parts of the country. |
kurgusal olmayan esernoun (factual literature) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) She had read all of the author's novels but none of his nonfiction. |
kurgusal olmayanadjective (literature: factual) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The nonfiction section of the library is upstairs. |
kâr amacı gütmeyen, kâr amaçlı olmayanadjective (business: not run for profit) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The nonprofit organization removes plastic from beaches. |
kâr amacı gütmeyen kuruluşnoun (informal (law: organization) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Although Samuel works for a nonprofit, he earns good money. |
ikamet etmeyen kişinoun ([sb] not living in a given place) (bir yerde) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Non-residents do not have access to the gym or the pool. |
ikamet etmeyenadjective (not living in a given place) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Non-resident students should stay in regular contact with the college via email. |
sigara içmeyen kimsenoun ([sb] who does not smoke) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I only date non-smokers because they smell better than smokers. |
yapışmazadjective (cookware: with coated surface) (tencere, tava) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Eggs are best cooked in a nonstick pan. |
aralıksızadjective (continual) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Audrey is fed up of the non-stop rain. |
durmak bilmeyenadjective (relentless) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Simon's nonstop criticism is really irritating. |
aralıksızadjective (direct, without stopping) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Sonia took a nonstop flight from New York to Dallas. |
durmadanadverb (incessantly, continuously) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Betty talked nonstop and constantly annoyed her coworkers. |
İngilizce öğrenelim
Artık non-'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
non- ile ilgili kelimeler
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.