İngilizce içindeki shower ne anlama geliyor?

İngilizce'deki shower kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte shower'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki shower kelimesi duş, duş, duş almak, duş yapmak, sağanak yağmur, yağış, hediye partisi, adi insanlar, şerefsiz insanlar, akmak, süzülmek, yağmuruna tutmak, yağdırmak, ıslatmak, kaplamak, yağdırmak, hediye partisi, duş almak, duş yapmak, banyo perdesi, duş jeli, duş başlığı, kar yağışı, duş almak, duş yapmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

shower kelimesinin anlamı

duş

noun (place for bathing)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The shower in my bathroom is very small.

duş

noun (bathing in sprayed water)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
I prefer a shower to a bath.

duş almak, duş yapmak

intransitive verb (bathe in a shower bath)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
He showered after going to the gym.

sağanak yağmur

noun (light rainfall)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Showers are expected for Tuesday, but on Wednesday we will have thunderstorms.
Salı günü yer yer sağanak yağmur, Çarşamba günü ise fırtınalı bir hava beklenmekte.

yağış

noun (hail) (dolu)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The hail shower left some cars damaged.

hediye partisi

noun (mainly US (party)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Her friends threw her a baby shower when she was 6 months' pregnant.

adi insanlar, şerefsiz insanlar

noun (UK, informal (unpleasant people)

(çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.)
What a shower they are!

akmak, süzülmek

intransitive verb (fall: tears, sparks) (gözyaşı, vb.)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Tears showered down her cheeks.

yağmuruna tutmak, yağdırmak

transitive verb (outpouring)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
His fans showered him with love after his latest win.

ıslatmak

transitive verb (wet)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
He sprayed the hose at the little girls and showered them with water.

kaplamak

transitive verb (cover with [sth])

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
The photo showed the bride and groom showered with confetti.

yağdırmak

transitive verb (figurative (bombard: with bullets) (bomba, kurşun, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
The enemy was showering them with gunfire.

hediye partisi

noun (US (gift-giving party for unborn baby) (doğumdan önce bebek için)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Jana had to leave the baby shower early to go to the hospital.

duş almak, duş yapmak

verbal expression (wash oneself under water spray)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
I think I'll go and have a shower.

banyo perdesi

noun (waterproof sheet around a shower)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
She hung a crisp white shower curtain to complete the remodeled bathroom.

duş jeli

noun (liquid soap product)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

duş başlığı

noun (nozzle of a shower attachment)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

kar yağışı

noun (snowfall)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
There was a heavy snow shower on Christmas Eve.

duş almak, duş yapmak

verbal expression (wash under a water spray)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
I'm sweating like a horse – I'd better go and take a shower.

İngilizce öğrenelim

Artık shower'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.