İngilizce içindeki work hard ne anlama geliyor?
İngilizce'deki work hard kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte work hard'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki work hard kelimesi yoğun çalışmak, işine bağlı olmak, çok çalışan, sıkı çalışma, zor iş anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
work hard kelimesinin anlamı
yoğun çalışmak(be diligent, apply yourself) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) When studying for exams it is important to work hard. |
işine bağlı olmakverbal expression (be devoted to one's job) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
çok çalışanadjective (working hard) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Miguel was hard at work doing his history project. |
sıkı çalışmanoun (great effort) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) We would like to commend you on your hard work for the company over the years. |
zor işnoun (informal ([sth]: requires effort) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Riding a bike uphill is hard work. |
İngilizce öğrenelim
Artık work hard'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
work hard ile ilgili kelimeler
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.