İspanyolca içindeki destruir ne anlama geliyor?

İspanyolca'deki destruir kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte destruir'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İspanyolca içindeki destruir kelimesi yıkmak, tahrip etmek, yıkmak, harap etmek, ortadan kaldırmak, imha etmek, zedelemek, imha etmek, yok etmek, yıkmak, harap etmek, imha etmek, tamamen yok etmek, harap etmek, yakıp yıkmak, mahvetmek, harap etmek, bitirmek, bozmak, tahrip etmek, harap etmek, mahvetmek, büyük zarar vermek, felâkete sürüklemek, mahvına sebep olmak, imha etmek, altüst etmek, mahvetmek, benzetmek, haklamak, yerle bir etmek, (ününü, vb.) zedelemek, tüketmek, (kağıt) doğramak, kırpıntılamak, ayırmak, sertçe eleştirmek, hurda etmek, hurdahaş etmek, yerle bir etmek, mahvetmek, helak etmek, tamamen yok etmek, ortadan kaldırmak, nükleer silahla yok etmek/imha etmek, öldürmek, katletmek, mahvetmek, sinir etmek, sarsmak, ayırmak, koparmak, yıkmak, küçük düşürmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

destruir kelimesinin anlamı

yıkmak

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El terremoto destruyó todas las viviendas de este bloque.

tahrip etmek, yıkmak, harap etmek, ortadan kaldırmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Destruyó todas sus intenciones de ir a la universidad.

imha etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La misión de los soldados era buscar y destruir.

zedelemek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El escándalo acabó con la reputación del político.

imha etmek, yok etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El tornado destruyó gran parte del pueblo.

yıkmak, harap etmek, imha etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Las duras críticas de mi madre destruyeron mi autoestima.

tamamen yok etmek

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Mudaron a los habitantes y destruyeron el pueblo.

harap etmek

verbo transitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Diez años de guerra han destruido la ciudad.

yakıp yıkmak

(mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El ejército destruyó kilómetros de tierra.

mahvetmek, harap etmek, bitirmek

(mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La compañía fue destruida por los gastos negligentes de su director.

bozmak

verbo transitivo (plan, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

tahrip etmek, harap etmek, mahvetmek, büyük zarar vermek

(figurado)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Las estrellas de rock destruyeron la habitación del hotel.

felâkete sürüklemek, mahvına sebep olmak

(figurado)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
El ministro cometió un error estúpido, pero eso lo destruyó.

imha etmek

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Tendremos que destruir todos esos libros; ¡no los vamos a vender nunca!

altüst etmek

(figurado) (mecazlı)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Este tema de la zonificación destruirá la comunidad.

mahvetmek

verbo transitivo (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Muchos de sus admiradores creen que el director ha destruido su novela.

benzetmek, haklamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El boxeador amenazó con destruir a su contrincante.

yerle bir etmek

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Linda le dijo a Nancy que tenía una voz terrible para cantar y destrozó su sueño de convertirse en una estrella del pop.

(ününü, vb.) zedelemek

(figurado) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Los rumores demolieron la reputación de Andrew.

tüketmek

(figurado) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El fuego ha devorado 200 hectáreas de bosque.

(kağıt) doğramak, kırpıntılamak

(papel)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Philip siempre tritura los extractos del banco que ya tienen tiempo.

ayırmak

(figurado) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Las constantes interferencias de la suegra lograron romper su matrimonio.

sertçe eleştirmek

(figurado, crítica)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
El crítico de arte despedazó la pintura.

hurda etmek, hurdahaş etmek

(araç)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Brian tuvo un accidente y destrozó el auto.

yerle bir etmek

(mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Las pésimas valoraciones de los críticos minaron la confianza del autor y dejó de escribir.

mahvetmek, helak etmek

(emocionalmente)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
No podemos decirle lo que pasó. Lo destruiría.

tamamen yok etmek, ortadan kaldırmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Un atentado bomba repentino aniquiló la ciudad.

nükleer silahla yok etmek/imha etmek

locución verbal

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Destruyeron una isla del pacífico con armas nucleares como prueba.

öldürmek, katletmek

(eskil)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El niño tenía miedo de que Dios le aniquilase por mentir.

mahvetmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El cáncer agresivo destruyó a Alex.

sinir etmek

locución verbal (PR)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

sarsmak

(figurado) (duygusal anlamda)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Un diagnóstico de cáncer puede destrozar a cualquiera.

ayırmak, koparmak

locución verbal (figurado) (birbirinden)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La aventura de Ryan lo destruyó a él y a su pareja.

yıkmak

(birisini)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Cuando su padre le contó que no era su padre biológico, aquella noticia devastó a Nancy. Aquella conmoción podría devastar los nervios de cualquiera.

küçük düşürmek

(figurado)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Tom supo que había hecho un comentario estúpido cuando el profesor, en vez de responder, le fulminó con la mirada.

İspanyolca öğrenelim

Artık destruir'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.

İspanyolca hakkında bilginiz var mı

İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.