İspanyolca içindeki polvo ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki polvo kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte polvo'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki polvo kelimesi toz şeklinde küçük tanecik, toz toprak, toz halinde parçacık, toz, toz, sikişme, düzüşme, seks partneri, toz, cinsel ilişki, seks partneri, sevişme, seks yapma, malı götürme, seks yapma, sevişme, cinsel ilişki, cinsel ilişki, sevişme, cinsel ilişki, sikmek, sikişmek, düzmek, düzüşmek, çok yorgun, bitkin, bitap, yorgun, tükürdüğünü yalamak, ufalamak, yenmek, mağlup etmek, (erkek) cinsel ilişkiye girmek, seks yapmak, sertçe eleştirmek, sikişmek, bombok, ezilmiş, anal seks, Arnavut biberi, acı kırmızı biber, şerbet tozu, toz deterjan, kabartma tozu, kakao tozu, tozunu almak, toz gibi, bitkin kimse, bitik kimse, seks için aranan kişi, moralini bozmak, sevişmek, bitkin, yıkılmış, cinsel ilişkide bulunmak, seks yapmak, yormak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
polvo kelimesinin anlamı
toz şeklinde küçük tanecik, toz topraknombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Una nube de polvo flotó por el aire mientras la mujer sacudía la alfombra. |
toz halinde parçacık, toznombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Oliver puso el polvo en la taza y agregó agua caliente. |
toznombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Todos los muebles de la casa estaban cubiertos de polvo. |
sikişme, düzüşme(coloquial) (argo, kaba) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La pareja se encontró en la casa para un polvo rápido durante su hora de almuerzo. |
seks partneri(coloquial) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mi nuevo compañero es un muy buen polvo. |
toz
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El anciano había estado buscando pepitas de oro todo el día, pero sólo encontró polvo. |
cinsel ilişki(coloquial, vulgar) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Amanda preguntó a Mark si le apetecía echar un polvo. |
seks partneri(vulgar) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sí, ella era un buen polvo. |
sevişme, seks yapma(vulgar) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Espero poder echar un polvo esta noche, ando muy caliente. |
malı götürme(con mujer) (argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Rob es tan inmaduro, solo habla de "conseguir un polvo". |
seks yapma, sevişme(MX, coloquial) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¿Conseguiste algo de acción anoche? |
cinsel ilişki(figurado, coloquial) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
cinsel ilişki, sevişme(AR, vulgar) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
cinsel ilişki(vulgar) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Él no la ama; solo quiere una follada. |
sikmek, sikişmek, düzmek, düzüşmek(vulgar) (cinsel ilişki/kaba) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¿Tenemos tiempo de follar antes de que lleguen? |
çok yorgun, bitkin, bitap
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) María se sintió rendida después de su primer día enseñando en la guardería. |
yorgun
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
tükürdüğünü yalamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Cuando el álbum de Jessie se convirtió en un éxito, sus críticos se vieron obligados a humillarse. |
ufalamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El viejo molino de usaba para pulverizar trigo en el siglo XIX. |
yenmek, mağlup etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
(erkek) cinsel ilişkiye girmek, seks yapmak(coloquial) (argo, kaba) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Julie enfureció cuando se enteró de que su marido se había estado tirando a alguien más. |
sertçe eleştirmek(figurado, crítica) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El crítico de arte despedazó la pintura. |
sikişmek(vulgar) (kaba, argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Jack y yo pasamos toda la noche follando en vez de ir a la fiesta. |
bombok(vulgar) (argo) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le presté mi bicicleta y cuando me la devolvió estaba hecha mierda. |
ezilmişlocución adjetiva (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) El garam masala se hace con especias en polvo y se usa para hacer curries. |
anal seks(ES, vulgar, ofensivo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
Arnavut biberi, acı kırmızı biber
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
şerbet tozu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
toz deterjanlocución nominal masculina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) No puedo lavar la ropa, porque me olvidé de comprar el detergente en polvo. |
kabartma tozu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Se dio cuenta de que había olvidado el polvo para hornear cuando sacó el pastel del horno. |
kakao tozu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Según la receta, hay que echar 1/4 de taza de cacao en polvo. |
tozunu almaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tan solo quítale el polvo al coche; no hay tiempo para lavarlo. |
toz gibilocución adjetiva (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) El suelo estaba cubierto de nieve en polvo. |
bitkin kimse, bitik kimse(figurado) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La experiencia lo dejó hecho un trapo, apenas podía funcionar. |
seks için aranan kişi(AR, coloquial) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) No estaba tan interesado en ella, pero era una fija buena. |
moralini bozmak(AR, coloquial) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
sevişmek(coloquial) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) ¿Te le tiraste en la primera cita? |
bitkin(kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Bueno doctor, últimamente me vengo sintiendo lánguido y bastante agotado. |
yıkılmışlocución adjetiva (informal) (duygusal anlamda) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La muerte de su madre la dejó hecha polvo. |
cinsel ilişkide bulunmak, seks yapmak(para hombres, vulgar) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¿Crees que Barry se la está metiendo a su nueva asistente? |
yormak(birisini) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La larga caminata agotó a Brian. |
İspanyolca öğrenelim
Artık polvo'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
polvo ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.