İspanyolca içindeki dirigido ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki dirigido kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte dirigido'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki dirigido kelimesi adresli, yöneltilmiş, yönlendirilmiş, yön vermek, idare etmek, yönetmek, yönetmek, idare etmek, gemi/uçak kullanmak, gemiyi/uçağı idare etmek, yürütmek, yönetmek, idare etmek, tasarımlamak, belirli bir yol ile göndermek, yol göstermek, rehberlik etmek, yönetmek, yöneltmek, liderlik, yönetmen olmak, yönetmenlik yapmak, hedeflemek, hedef almak, başkanlık etmek, yöneltmek, yönetmek, idare etmek, yönetmek, yönetmek, yönlendirmek, yöneltmek, yönlendirmek, yöneltmek, yol göstermek, kılavuzluk etmek, direksiyonda olmak, direksiyon kullanmak, yönetmek, idare etmek, denetlemek, kontrol etmek, planlamak, tasarlamak, idare etmek, komuta etmek, kumanda etmek, yönetmek, idare etmek, yönetmek, idare etmek, yönünü ayarlamak, dikkati yöneltmek, faaliyet göstermek, teşvik etmek, yönetmek, yöneltmek, idare etmek, yönetmek, yönetmek, idare etmek, satmaya çalışmak, yönetmek, itmek, harekete geçirmek, işletmek, doğrultmak, -e yönelik olmak, yönetilmek, seri üretilmiş, yönetilmek, adına göndermek, yönelik, emri verilmek, amaçlanmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
dirigido kelimesinin anlamı
adresliadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) No olvides adjuntar un sobre franqueado y dirigido. |
yöneltilmiş, yönlendirilmiş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) El tren con destino a París se encuentra en la plataforma número seis. |
yön vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Yo manejo si tú nos diriges. |
idare etmek, yönetmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Dirigía la operación del sistema. |
yönetmek, idare etmekverbo transitivo (müzik, orkestra) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Él dirigió la orquesta. Orkestrayı idare etti (or: yönetti). |
gemi/uçak kullanmak, gemiyi/uçağı idare etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) No es fácil dirigir un barco hacia dentro de ese puerto. |
yürütmek(negocio) (iş) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Dirigió su negocio eficientemente. |
yönetmek, idare etmekverbo transitivo (reunión) (toplantı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Él dirigió la reunión ya que nadie quería hacerlo. |
tasarımlamak(obra) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Él dirigió la construcción de esos edificios. |
belirli bir yol ile göndermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El protocolo determina cómo el sistema dirige los datos. |
yol göstermek, rehberlik etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Estudiantes voluntarios nos dirigieron hasta nuestros asientos. |
yönetmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Martin dirige el departamento financiero. |
yöneltmekverbo transitivo (söz, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) O'Neill dirigió sus comentarios a los dueños de las empresas delante de la audiencia. |
liderlik
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dirigir no es su punto fuerte. Él es un pensador. |
yönetmen olmak, yönetmenlik yapmakverbo transitivo (cine) (oyun, film) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Después de muchos años de actor, él quería dirigir. |
hedeflemek, hedef almak(militar) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El misil fue dirigido hacia su objetivo. |
başkanlık etmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ese hombre dirige el servicio de bomberos de toda la nación. |
yöneltmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El perro pastor dirigió a las ovejas lejos del río. |
yönetmek, idare etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El CEO dirigía la compañía. |
yönetmekverbo transitivo (tiyatro, müzik) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Dirigió la orquesta. Orkestrayı yönetti. |
yönetmekverbo transitivo (cine) (oyun, film) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Quién dirigió Lo que el viento se llevó? |
yönlendirmekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yöneltmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El político dirigió su discurso a los votantes indecisos. |
yönlendirmekverbo transitivo (envíos, cartas) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿A quien debo dirigir la carta? |
yöneltmekverbo transitivo (quejas, reclamaciones) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Deberías dirigir tus críticas al responsable. |
yol göstermek, kılavuzluk etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El guía turístico guía a la gente a través de la ciudad. Turist rehberi, şehri gezen turistlere kılavuzluk etti. |
direksiyonda olmak, direksiyon kullanmak(araba, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yönetmek, idare etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Quién administra tu sistema informático? |
denetlemek, kontrol etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Johnathan supervisó la construcción de la nueva cafetería. |
planlamak, tasarlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El principal criminal planeó el robo. |
idare etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Superviso un equipo de 5 asistentes editoriales. |
komuta etmek, kumanda etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El general manda sus tropas muy bien, de manera que ellos hacen lo que él les ordena. |
yönetmek, idare etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El inspector en jefe conduce la investigación. |
yönetmek, idare etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El ex congresista encabezó la investigación. Soruşturmayı eski milletvekili yönetti. |
yönünü ayarlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Sally orientó sus plantas hacia el sur para que tuviesen la mejor luz. |
dikkati yöneltmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ahora fijen su atención en el jugador más alto. Şimdi dikkatinizi en uzun boylu oyuncuya yöneltin. |
faaliyet göstermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
teşvik etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El interés de Jennifer en los animales la condujo a convertirse en veterinaria. |
yönetmek(música) (orkestra, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El director ha encabezado esta orquesta por dos años. |
yöneltmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Enfocó la luz hacia la entrada. |
idare etmek, yönetmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tiene capacidad suficiente para manejar la empresa ella sola. |
yönetmek, idare etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Helena es la que verdaderamente maneja la oficina. |
satmaya çalışmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los fabricantes lanzan sus productos con vistas a un mercado específico. Üreticiler ürünlerini çoğunlukla belli bazı pazarlarda satmaya çalışırlar. |
yönetmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El sacerdote dirige (or: conduce) en oración a la congregación. |
itmek, harekete geçirmekverbo transitivo (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Gastar dirige la economía. |
işletmek(işyeri) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Karen maneja una empresa de alquiler de herramientas en Birmingham. |
doğrultmakverbo intransitivo (bir şeyi birisine) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) No apuntes ese cuchillo hacia mí. |
-e yönelik olmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Esta serie de videos está dirigida a niños pre-escolares. |
yönetilmeklocución verbal (cine) (film) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La película "2001, Odisea en el Espacio" fue dirigida por Stanley Kubrik. |
seri üretilmiş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Prefiero ir a tiendas de diseño que comprar ropa dirigida al mercado popular. |
yönetilmek(proje) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Esta serie de libros fue dirigida por el presidente del departamento. |
adına göndermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Esta carta está dirigida a ti. |
yönelik
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) El complejo vacacional está dirigido a parejas jóvenes sin hijos. |
emri verilmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El bombardeo fue dirigido por el general al mando. |
amaçlanmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Un señuelo está destinado a atraer a los peces. |
İspanyolca öğrenelim
Artık dirigido'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
dirigido ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.