İspanyolca içindeki roto ne anlama geliyor?

İspanyolca'deki roto kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte roto'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İspanyolca içindeki roto kelimesi kırmak, son vermek, sona erdirmek, ayırmak, topları dağıtmak, topları kırmak, iptal etmek, yarmak, servisi kırmak, sessizliği aniden bozmak, ayırmak, kırmak, çat diye kırılmak, kırarak paramparça etmek, tuzla buz etmek, açmak, yırtmak, kırmak, bitirmek, yırtmak, yarmak, kırmak, sözünden dönmek, kenarını kırmak, çatlatmak, tokmakla ezmek, ayrılmak, (kağıt) yırtmak, çat diye kırmak, içinden geçmek, ayrılmak, uymamak, gedik açmak, yarık açmak, yarmak, yarmak, yırtmak, kırmak, (duygusal olarak başkalarına) patlamak, eksen etrafında dönmek, dönmek, dönüşümlü olarak yapmak, eksen etrafında dönmek, mil etrafında dönmek, mil üzerinde dönmek, dönmek, dönmek, dönmek, dönmek, sıra ile yapmak, döndürmek, kırık, kırılmış, kopmuş, kopuk, kopan, bitkin, patlamış, yırtılmış, yırtık, pejmürde, kılıksız, harap olmuş, delik, açıklık, boşluk, tutulmamış, yerine getirilmemiş, bozuk, arızalı, kırık, ağlamak, ayrılmak, sakınmak, kaçınmak, çekinmek, at kestaneleriyle oynanan bir tür oyun, parçalamak, ayrılmak, kendini tutamayıp ağlamak, buzları kırmak, buzları çözmek, buzları eritmek, kahkahayı basmak, gözyaşlarını tutamamak, kurtulmak, kuralları çiğnemek, yumurtadan çıkmak, karşı çıkmak, karşı gelmek, çığır açmak, yırtmak, kızdırmak, öfkelendirmek, ayrılmak, sinir etmek, düzeni reddetmek, ilişkiyi kesmek, bağları koparmak, ilişkisini/ilişiğini kesmek, (giysi, kumaş) lime lime etmek, fırlatmak, sıradan çıkmak, ilişkisini bitirmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

roto kelimesinin anlamı

kırmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Si juegas a la pelota dentro de casa vas a romper algo.

son vermek, sona erdirmek

(mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El equipo local rompió la racha ganadora de los campeones.
Ev sahibi takım rakip takımın şampiyonluğuna son verdi.

ayırmak

(figurado) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Las constantes interferencias de la suegra lograron romper su matrimonio.

topları dağıtmak, topları kırmak

verbo transitivo (billar) (bilardo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Cuando juego al billar siempre me gusta romper.

iptal etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El actor quiere romper su contrato.

yarmak

verbo transitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Las burbujas rompieron la superficie del agua.

servisi kırmak

verbo transitivo (tenis) (tenis)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
El contrincante rompió el servicio de su oponente.

sessizliği aniden bozmak

verbo transitivo (calma, silencio) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El sonido de un claxon rompió el silencio.

ayırmak

(mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La pareja se separó después de tres años juntos.

kırmak

(rekor, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Nuestro equipo batió la marca de cantidad de partidos ganados.

çat diye kırılmak

(con un chasquido)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
La rama se rompió por el peso de la fruta.

kırarak paramparça etmek, tuzla buz etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Oliver rompió la botella tirándola contra la pared.

açmak

(para abrir) (kilit, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Los ladrones rompieron el candado con una barreta.

yırtmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El estrés del nuevo trabajo le rompió un vaso sanguíneo en el ojo a Carol.

kırmak

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

bitirmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Al parecer, todos los días tengo que romper una pelea entre esos chicos.

yırtmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Larry se rió tan fuerte que rompió sus pantalones.

yarmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Jenny se rompió la cabeza contra la mesa cuando se cayó.

kırmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Randy ya rompió su nuevo teléfono.

sözünden dönmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Rompió su promesa de ayudarme con la mudanza.

kenarını kırmak

(bardak, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Bob se rompió un diente en el accidente de coche.

çatlatmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
El rompió el mango de la escoba.

tokmakla ezmek

verbo transitivo (con una grada rotativa)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

ayrılmak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Dos de los miembros se separaron del grupo para formar una banda propia.

(kağıt) yırtmak

(papel)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Gerald releyó su poema, decidió que era horrible, y rasgó el papel en dos.

çat diye kırmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Mary tenía una ramita en la mano y la partió.

içinden geçmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
El escuadrón penetró las defensas enemigas. El sol penetraba las nubes.

ayrılmak

(relación) (çiftler)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

uymamak

(anlaşma, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La compañía demandó a George por violar el contrato.

gedik açmak, yarık açmak, yarmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
El río traspasó los bancos durante la lluvia.

yarmak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
El barco atravesaba el agua.

yırtmak

(giysi)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Él rasgó sus pantalones subiendo al árbol.

kırmak

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Él quebró la tabla al pararse sobre ella.
Tahtayı üzerine basarak kırdı.

(duygusal olarak başkalarına) patlamak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Paul estalló en lágrimas cuando vio a su familia de nuevo tras la guerra.

eksen etrafında dönmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
La luz del sol se mueve alrededor de la Tierra mientras esta rota.

dönmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Rota los tornillos hasta que ajusten por completo.

dönüşümlü olarak yapmak

verbo intransitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Los bomberos rotaban sus turnos: una semana trabajaban en el turno de día, y la otra semana en el turno de noche.

eksen etrafında dönmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
La Tierra gira sobre su eje.

mil etrafında dönmek, mil üzerinde dönmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
El brazo de la grúa giró para recoger su carga.

dönmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Las ruedas de la bicicleta giraban más y más deprisa mientras Dan descendía a toda velocidad por la colina.

dönmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
El bebé miró el trompo girar y se rió. Cada uno de los hermosos caballos pintados apareció al girar el carrusel.

dönmek

(bir eksen etrafında)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Es sorprendente cómo el mundo sigue girando.

dönmek

(üzerinde, etrafında)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Los discos de vinilo giran sobre la tornamesa.
Plaklar, pikaptaki döner tabla üzerinde dönmektedir.

sıra ile yapmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
En esta parte de la canción, alternaremos su ejecución alta con la baja.

döndürmek

(birisini, bir şeyi)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Henry agarró a Rick del brazo y lo giró hacia la casa.

kırık, kırılmış

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Hubo que pegar los trozos del plato roto.
Kırık tabağın zamkla yapıştırılması gerekiyordu.

kopmuş, kopuk, kopan

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
La cadena rota colgaba de la puerta oscilatoria.

bitkin

(coloquial, figurado)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
He venido caminando y estoy rota.

patlamış

(apandisit)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
El dolor abdominal y una fiebre alta pueden ser síntoma de un apéndice roto.

yırtılmış, yırtık

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
El joven usaba vaqueros rasgados.

pejmürde, kılıksız

(resmi olmayan dil)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Con su aspecto raído, no se podía adivinar que Donald fuese heredero de la fortuna.

harap olmuş

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Los servicios de emergencias retiraron de la autopista los vehículos destrozados.

delik, açıklık, boşluk

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Miraron la obra por un agujero en el muro.
Duvardaki delikten inşaatı seyrettiler.

tutulmamış, yerine getirilmemiş

verbo transitivo (söz, vb.)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Después de que rompiera sus promesa ya no confiaba en ella.
Tutulmamış sözlerden sonra artık kadına güvenmiyordu.

bozuk, arızalı

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
La caldera está descompuesta (or: averiada), así que he llamado a un técnico.

kırık

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
El cristal agrietado del parabrisas parecía frágil.

ağlamak

(kişi)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Estela se largó a llorar cuando la policía le contó sobre el accidente de su marido.

ayrılmak

(birinden)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Creo que debes romper con tu novio.

sakınmak, kaçınmak, çekinmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
La pareja está evitando la tradición al casarse en la playa.

at kestaneleriyle oynanan bir tür oyun

(voz inglesa)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

parçalamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

ayrılmak

(ilişkiyi bitirmek)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Los dos se separaron luego de asistir a diferentes universidades.

kendini tutamayıp ağlamak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Helena estalló en llanto cuando oyó las tristes noticias.

buzları kırmak, buzları çözmek, buzları eritmek

expresión

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Para romper el hielo les propuso a los presentes un juego.

kahkahayı basmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Se echaron a reir al ver su disfraz de payaso.

gözyaşlarını tutamamak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Se puso a llorar ante la noticia de la muerte de su amigo.

kurtulmak

locución verbal (coloquial)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Ya va siendo hora de que rompas el cordón umbilical con tus padres y tomes las riendas de tu vida.

kuralları çiğnemek

locución verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yumurtadan çıkmak

(ave)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Peter observaba mientras los pollitos salían del cascarón.

karşı çıkmak, karşı gelmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

çığır açmak

locución verbal (mecazlı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ella está rompiendo esquemas con su nueva estrategia.

yırtmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Voy a romper en pedazos la carta que me escribiste.

kızdırmak, öfkelendirmek

(AR, vulgar)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
¡Ese tipo realmente me hincha las pelotas!

ayrılmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

sinir etmek

(AR, vulgar)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

düzeni reddetmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
En los años 60, como muchos jóvenes en esa época, él salió del sistema y se fue a vivir a una comunidad hippie.

ilişkiyi kesmek

(persona, grupo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Muchos miembros se separaron del partido para formar su propio grupo extremista.

bağları koparmak, ilişkisini/ilişiğini kesmek

(mecazlı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Peter ha cortado todos los lazos con su familia.

(giysi, kumaş) lime lime etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Lydia rompió en pedazos la carta de su exnovio.

fırlatmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Janet estalló el plato contra la pared.

sıradan çıkmak

locución verbal (asker)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Concluida la inspección, los soldados rompieron filas.

ilişkisini bitirmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Tras descubrir la infidelidad de su marido, Monica decidió terminar con él.

İspanyolca öğrenelim

Artık roto'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.

İspanyolca hakkında bilginiz var mı

İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.