İspanyolca içindeki vieja ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki vieja kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte vieja'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki vieja kelimesi yaşlı kadın, ihtiyar kadın, yaşlı kadın, ihtiyar kadın, kız arkadaş, yaşlı kadın, nine, yaşlı kadın, eş, yaşlı kadın, nine, karı, eş, karı, karı kız, moruk, babalık, yaşlı insan, yaşlı kimse, ihtiyar kimse, moruk, fıstık, piliç, eski, eski, kadim, yaşlı adam, ihtiyar adam, yaşlı, ihtiyar, yıpranmış, yaşlı adam, eski, baba, eski, eskiden kalma, eskimiş, eski, eski, eskiden kalma, eski, dost, arkadaş, eski, antika, çok eski, baba, yaşlı adam, ihtiyar adam, modası geçmiş, demode, yaşlanmış, yaşlı, ihtiyar, ihtiyarlamış, çok yaşlı, çok ihtiyar, bey, koca, yaşlı adam, dede, kocacığım, koca, eş, eski, çekici olmayan/güzel olmayan kadın, yaşlı gösteren, yaşlı kadın, kocakarı, gelenek, eski dost, şehrin tarihi kısmı, gelenekçi, çirkin yaşlı kadın, kocakarı, modası geçmiş, demode anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
vieja kelimesinin anlamı
yaşlı kadın, ihtiyar kadınnombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Todos los días veo a la misma vieja sentada en un banco del parque alimentando a las palomas. |
yaşlı kadın, ihtiyar kadınnombre femenino (coloquial) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Jim ayudó a la vieja a cargar las pesadas bolsas de las compras hasta su casa. |
kız arkadaşnombre femenino (MX) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La vieja se va a enojar si voy de nuevo al bar esta noche. |
yaşlı kadın, ninenombre femenino (coloquial) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El chico maleducado gritó, "Aparta, vieja" mientras adelantaba a la mujer mayor. |
yaşlı kadın
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
eş
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yaşlı kadın, nine(coloquial) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El amigo grosero de Mike dio un volantazo alrededor del coche viejo y dijo: "habría que sacar a las abuelas de la carretera". |
karı, eş(novia, coloquial) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Su chica se pone celosa si habla con otras mujeres. |
karı, karı kız(eufemismo) (kaba, argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Algunos hombres harían lo que fuera por una buena falda. |
moruk, babalıknombre masculino, nombre femenino (informal, a veces peyorativo) (argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Esos viejos de allí deben haber luchado en la guerra. El viejo ha estado en baja forma últimamente. |
yaşlı insannombre masculino, nombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Era bastante dinámica para ser una vieja. |
yaşlı kimse, ihtiyar kimsenombre masculino, nombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
moruknombre masculino, nombre femenino (argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
fıstık, piliç(coloquial) (kadın, argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Está saliendo con una tipa rubia de piernas largas. |
eskiadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Puedes tomar mi cámara prestada, pero es bastante vieja. Fotoğraf makinamı ödünç alabilirsin, yalnız biraz eski bir makina, haberin olsun. |
eski, kadimadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
yaşlı adam, ihtiyar adam
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yaşlı, ihtiyar
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Mi vecina es muy vieja, tiene cerca de noventa, creo. ⓘEsta oración no es una traducción de la original. Büyükannesi çok yaşlı (or: ihtiyar) bir kadındı. |
yıpranmış(apariencia) (kumaş, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) El viejo aparador de roble quedaba perfecto en el comedor de Janice. |
yaşlı adam
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Este restaurante es popular con los viejos del pueblo. |
eski(mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
baba(informal) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) ¿Por qué no le preguntás a tu viejo si nos presta el auto esta noche? |
eski
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Esa es mi vieja maestra de historia. |
eskiden kalma
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ella desenterró algunas viejas piezas de cerámica en su patio trasero. |
eskimiş, eskiadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) El sofá se está poniendo bastante viejo. |
eskiadjetivo (giysi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Yo uso los calcetines viejos como trapos. |
eskiden kalma, eski(yara, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Su vieja herida en la rodilla volvió a acecharlo. |
dost, arkadaş(figurado) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) ¿Cómo te va, viejo? |
eski, antika
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) A mi amiga le encantan los zapatos y las joyas viejas, así que siempre intento comprarle algo antiguo para su cumpleaños. |
çok eski
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La iglesia antigua se encuentra en mal estado de conservación. |
baba
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El papá de Eleanor se la esta llevando de vacaciones. |
yaşlı adam, ihtiyar adam
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El anciano tardó en cruzar la calle. |
modası geçmiş, demode(idea, concepto) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) El anciano profesor todavía enseñaba teorías económicas obsoletas. |
yaşlanmış, yaşlı, ihtiyar, ihtiyarlamış(kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Su anciana tía le dejó una fortuna en joyas. |
çok yaşlı, çok ihtiyar
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) De niño, todos los adultos parecen ancianos. |
bey, koca
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Déjame preguntarle a mi marido qué piensa. |
yaşlı adam, dede(coloquial) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ese abuelo iba conduciendo a 30 millas por hora en la autopista. |
kocacığım(kıs, resmi olmayan dil) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Carolyn lleva tres años de casada con su marido. |
koca, eş
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mi esposo todavía está en el trabajo. |
eski(arkadaş, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Conozco a Erika y Davina de toda la vida; nos conocimos en el colegio y todavía nos seguimos viendo con frecuencia. |
çekici olmayan/güzel olmayan kadın(coloquial) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Todos nos sorprendimos cuando Ana dijo que había conseguido un contrato como modelo, porque siempre ha sido una feíta. |
yaşlı gösterenlocución adjetiva (giysi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ese vestido es muy de matrona, parezco una abuela. |
yaşlı kadın, kocakarı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
geleneklocución nominal femenina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Davies pertenece a la vieja escuela de comentadores deportivos. |
eski dost
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Me gusta ir a las reuniones de la universidad para ver a mis viejos amigos. |
şehrin tarihi kısmı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
gelenekçi
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Enseña las técnicas de boxeo de la vieja escuela. |
çirkin yaşlı kadın, kocakarı(ofensivo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) No le hagas caso, esa vieja bruja siempre está gritándole a la gente que pasa por ahí. |
modası geçmiş, demodelocución adjetiva (coloquial) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Hala, mira este horrible vestido de vieja. |
İspanyolca öğrenelim
Artık vieja'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
vieja ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.