İtalyan içindeki ferita ne anlama geliyor?
İtalyan'deki ferita kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte ferita'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki ferita kelimesi yaralamak, incitmek, incitmek, acıtmak, incitmek, yaralamak, üzmek, kederlendirmek, incitmek, kırmak, incitmek, incitmek, kırmak, incitmek, incitmek, kırmak, incitmek, sızlatmak, acıtmak, yara, yara, bere, gönül yarası, yara, yara, incitme, yaralanmış, yaralı, yaralı, yaralanmış, savaşta yaralanmış kimse, yaralı, duyguları incinmiş, kalbi kırılmış, yaralanan, kalbi kırılmış, yaralılar, kazazede, incinmiş, kırılmış, vurulmak, vurmak, kanadını yaralamak, kalçasını incitmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
ferita kelimesinin anlamı
yaralamakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'esplosione della bomba ferì molte persone. |
incitmekverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato: sentimenti) (duygusal anlamda) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le parole sgarbate di Mark ferirono Paul. |
incitmek, acıtmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Bacağını incittiği için maçı terk etmek zorunda kaldı. |
incitmekverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato: sentimenti) (duygularını, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il rifiuto di Pam ha ferito l'orgoglio di Jim. |
yaralamakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
üzmek, kederlendirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mi ferisce vederti così infelice. |
incitmek, kırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (psicologicamente) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La tua osservazione mi ha davvero ferito molto. |
incitmekverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato, sentimenti) (duygularını, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Emily ha ferito l'orgoglio di Jessica vincendo alla partita di scacchi. |
incitmek, kırmak(figurato) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le parole di Jessica ferirono Dawn. |
incitmek(duygusal olarak) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
incitmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
kırmak, incitmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Matthew ha offeso Susan con i suoi commenti poco gentili. |
sızlatmak, acıtmak(soğuk) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
yarasostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La ferita del soldato fu provocata da un proiettile. |
yara, beresostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Helen andò dal dottore perché la ferita sulla gamba non stava guarendo. |
gönül yarasısostantivo femminile (sentimenti) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Rose pensava che la rottura con Ian fosse una ferita che non sarebbe mai guarita. |
yarasostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ken non ha potuto partecipare alla corsa a causa di una ferita. |
yarasostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La ferita al ginocchio del tennista era seria. |
incitmesostantivo femminile (figurato) (duygu) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I commenti di George hanno provocato una ferita all'orgoglio di Jane. |
yaralanmış, yaralıaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I soldati feriti furono rimandati a casa. |
yaralı, yaralanmışaggettivo (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I passeggeri feriti sono stati portati in ospedale in ambulanza. |
savaşta yaralanmış kimse, yaralısostantivo maschile (in guerra) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il campo di battaglia era disseminato di feriti, molti dei quali gridavano aiuto. |
duyguları incinmiş, kalbi kırılmışaggettivo (nei sentimenti) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) James si sentì ferito dopo che Amanda disse che il suo romanzo non era affatto buono. |
yaralananaggettivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il giocatore ferito dovette abbandonare la partita. |
kalbi kırılmışaggettivo (emozioni) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il bambino ferito scoppiò in lacrime. |
yaralılar
(çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) Due dei feriti furono dimessi dall'ospedale il giorno successivo. |
kazazede
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
incinmiş, kırılmışaggettivo (sentimenti) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il suo ego è leggermente ferito da quando il pubblico l'ha fischiata a Woking. |
vurulmak, vurmak(con uno sparo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il soldato è stato colpito a una gamba. Asker bacağından vurulmuştu. |
kanadını yaralamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il proiettile ferì l'uccello all'ala ma non lo uccise. |
kalçasını incitmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
İtalyan öğrenelim
Artık ferita'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
ferita ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.