İtalyan içindeki getto ne anlama geliyor?

İtalyan'deki getto kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte getto'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İtalyan içindeki getto kelimesi yere atmak, atmak, çöpe atmak, atmak, bir köşeye atmak, düşürmek, atmak, fırlatmak, fırlatıp atmak, savurmak, döşemek, kurmak, atmak, fırlatmak, atmak, atmak, fırlatmak, yavaşça atmak/fırlatmak, atmak, atmak, çöpe atmak, havaya fırlatmak, atmak, kaldırıp atmak, atmak, atmak, atmak, boşaltmak, dökmek, atmak, fırlatmak, atmak, kaçırmak, çöpe atmak, boşaltmak, fışkırma, fışkırtı, atma, fırlatma, filiz, tomurcuk, fışkırma, balinanın fıskiyesi/su fışkırtma deliği, fışkıran su, kabul etmek, çöp gömmek/araziye dökmek, yangına körükle gitmek, gölge düşürmek, zemin hazırlamak, yenilgiyi kabul etmek, gemiden aşağı atmak, denize atmak, mahvetmek/zarar vermek, atmak, dışarı atmak, kodese tıkmak, bir kenara atmak, kasıp kavurmak, bakmak, dirgen ile savurmak, fırlatmak, atmak, yere çöp atmak, paniklendirmek, çok korkutmak, rezil etmek, tuvalete atmak, -den dışarı atmak, iftira etmek, çöpe atmak, çöpe atmak, harcamak, -e atmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

getto kelimesinin anlamı

yere atmak

verbo transitivo o transitivo pronominale (verso il basso)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

atmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Andie ha gettato la rete nell'acqua.

çöpe atmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Se fossi in te butterei via quelle vecchie scarpe: cominciano a puzzare.

atmak, bir köşeye atmak

(mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Dovresti buttare via quell'orrenda macchina vecchia.

düşürmek

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
È stato gettato a terra quando l'altro sciatore lo ha urtato.

atmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Odio quel vaso orrendo; penso che dovremmo buttarlo via.

fırlatmak, fırlatıp atmak, savurmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

döşemek, kurmak

(edilizia)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
È arrivata la ditta appaltatrice a posare le fondamenta dell'edificio.

atmak, fırlatmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
sbrigati a lanciare la palla!

atmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

atmak, fırlatmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Dan ha lanciato con rabbia il computer rotto giù per le scale.

yavaşça atmak/fırlatmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Jacob lanciò la palla a Pippa.

atmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Dopo il funerale, avevamo un sacco di roba di cui disfarci.

atmak, çöpe atmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

havaya fırlatmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Jim ha lanciato il pancake nella padella.

atmak, kaldırıp atmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Kate ha gettato il vecchio divano nel cassonetto.

atmak

verbo transitivo o transitivo pronominale (bir şeyi)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il mio zaino era troppo pesante, così ho buttato delle provviste.

atmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
È proibito buttare oggetti dai finestrini.

atmak, boşaltmak, dökmek

verbo transitivo o transitivo pronominale (rifiuti) (çöp)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Angela ha gettato il vecchio frigo quando ne ha preso uno nuovo.

atmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Pensi che questo latte sia ancora buono? No, faresti meglio a buttarlo via.

fırlatmak, atmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Tom ha lanciato il sasso nella fontana.

kaçırmak

verbo transitivo o transitivo pronominale (fırsatı, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Non perdete questa fantastica opportunità di risparmiare dei soldi!

çöpe atmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Vincent ha buttato via la sua vecchia bici e ne ha presa una nuova.

boşaltmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Butta quelle scartoffie sulla mia scrivania.

fışkırma, fışkırtı

(di un liquido)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Il geyser emetteva un getto di acqua bollente.

atma, fırlatma

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
George ha tirato il tronco con un lancio.

filiz, tomurcuk

sostantivo maschile

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Il giardiniere fu felice di vedere i nuovi germogli apparire in primavera.

fışkırma

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Un getto di fumi di scarico usciva dal tubo di scappamento.

balinanın fıskiyesi/su fışkırtma deliği

sostantivo maschile

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Lo spruzzo della balena si alzò alto nell'aria.

fışkıran su

sostantivo maschile

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Quando la fontana fu accesa ne scaturì un getto d'acqua.

kabul etmek

(bir şeyin doğruluğunu, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Mi arrendo. Hai ragione tu.

çöp gömmek/araziye dökmek

(i rifiuti)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yangına körükle gitmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Gridare agli alunni arrabbiati non fa che gettare ulteriore benzina sul fuoco.

gölge düşürmek

verbo transitivo o transitivo pronominale (figurato) (mecazlı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La morte di Mark ha gettato un'ombra sull'intero accaduto.

zemin hazırlamak

(figurato)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La connivenza di Zack ha gettato le basi per la rovina di Virginia.

yenilgiyi kabul etmek

verbo transitivo o transitivo pronominale (figurato)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
David sapeva di aver perso l'incontro ma si rifiutava di gettare la spugna.

gemiden aşağı atmak, denize atmak

(nautica)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
L'equipaggio scaricò in mare parte del carico mentre l'aereo perdeva quota.

mahvetmek/zarar vermek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

atmak, dışarı atmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Kate ha deciso che era ora di buttare via le sue vecchie scarpe da corsa e di comprarne di nuove.

kodese tıkmak

verbo transitivo o transitivo pronominale (argo)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
È stato sbattuto in galera per aver derubato un negozio di alimentari.

bir kenara atmak

verbo transitivo o transitivo pronominale (figurato: abbandonare)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Con la sua ambizione al successo usa le persone e poi le getta via quando non possono esserle più utili.

kasıp kavurmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Gli uragani hanno portato scompiglio sulle zone costiere.

bakmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Non poteva evitare di dare un'occhiata all'orologio ogni cinque minuti.
Beş dakikada bir saatine bakmaktan kendini alamadı.

dirgen ile savurmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

fırlatmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Janet scagliò il piatto contro il muro.

atmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
L'attivista politico fu sbattuto in prigione.

yere çöp atmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Quelli che gettano i rifiuti per terra mi fanno veramente arrabbiare.

paniklendirmek, çok korkutmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La vista della polizia ha gettato Jeremy nel panico.

rezil etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le sue azioni hanno gettato la famiglia nella vergogna.

tuvalete atmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Non gettare troppa carta igienica nel gabinetto o rischi di tapparlo!

-den dışarı atmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
I passeggeri del treno non devono gettare immondizia fuori dal finestrino.

iftira etmek

(figurato) (birisine)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il partito di opposizione stava chiaramente cercando di gettare fango sul primo ministro.

çöpe atmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Helen buttò via le vecchie scarpe da ginnastica perché avevano dei buchi.

çöpe atmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La maglietta sembrava malconcia, quindi Amanda la buttò via.

harcamak

(denaro) (parasını bir şeye)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Sophie ha sperperato tutti i suoi soldi per un vestito nuovo.

-e atmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La procedura è precipitata nel caos quando il direttore ha cambiato idea.

İtalyan öğrenelim

Artık getto'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.

İtalyan hakkında bilginiz var mı

İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.