İtalyan içindeki guardare ne anlama geliyor?

İtalyan'deki guardare kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte guardare'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İtalyan içindeki guardare kelimesi izlemek, izlemek, izlemek, seyretmek, gözlemek, gözlem altında tutmak, izlemek, seyretmek, izlemek, seyretmek, baksana, bakmak, -e doğru dönmek, bakmak, araştırmak, yüzünü dönmek, göz kulak olmak, bakmak, izlemek, seyretmek, bakmak, -e bakmak, izlemek, incelemek, -e bakmak, -e bakmak, bakmak, bakmak, seyretmek, bakmak, bakımını üstlenmek, bakmak, bakımını üstlenmek, çalmak, göz kulak olmak, araştırmak, bakmak, gözlemek, bakmak, bakıcılık yapmak, bakmak, süzmek, göz kulak olmak, işler, vb. göründüğü gibi değil/bu işin içinde başka bir iş var, bakma, bakış, vitrinlere bakmak, didik didik aramak, (olaylara, vb.) iyi tarafından bakmak, gözünü dikip bakmak, bakışlarını çevirmek, başka tarafa bakmak, saygı duymak, hürmet etmek, saymak, aşağı bakmak, bütününe bakmak, ağzı açık bakakalmak, şaşkın şaşkın bakmak, dik dik bakmak, arkaya bakmak, dışarı bakmak, şehvetle bakmak, ters ters bakmak, dik dik bakmak, ileriye bakmak, küçümsemek, küçük görmek, hor görmek, aşağılamak, bakışlarını çevirmek, yukarı bakmak, fiyatları karşılaştırmak, ileriyi düşünmek, şehvetle bakmak, televizyon seyretmek, saymak, gözüyle bakmak, ötesine bakmak, -den bakmak, örnek almak, gözlerinin içine bakmak, görmezlikten gelmek, bel bağlamak, gözünü dikmek, gözünü dikip bakmak, öfkeyle kaşlarını çatmak, kaşlarını çatarak bakmak, kötü kötü bakmak, pis pis bakmak, somurtmak, ağzı açık bakmak, içine bakmak, ileriye bakmak, -den dışarı bakmak, ile yüzleşmek, tepeden bakmak, -e bakınmak, bakmak, gözünü dikip bakmak, küçük görmek, küçümsemek, -e bakan, yukarıya bakmak, nazır olmak, aşağıya bakmak, bakmak, kontrol etmek, -e dönmek, yan bakmak, gözünü kısmak, araştırmak, açılmak, -e odaklanmak, gülümsemek, değerlendirmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

guardare kelimesinin anlamı

izlemek

verbo transitivo o transitivo pronominale (dizi, film, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Non posso chiacchierare ora, sto guardando un film.

izlemek

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La notte scorsa c'è stato un documentario sulla fauna selvatica in televisione, ma mi sono scordato di guardarlo.

izlemek, seyretmek

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
È stato a guardare la zuffa nel parco.
Parktaki dövüşü seyrettiler.

gözlemek, gözlem altında tutmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le infermiere sorvegliano i bambini.

izlemek, seyretmek

verbo intransitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Frank preferisce stare a guardare invece che partecipare.
Fuat, oyuna katılmaktansa uzaktan izlemeyi tercih eder.

izlemek, seyretmek

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Janet è seduta nel parco e osserva le nuvole.

baksana

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)
Guarda, amico! Quella macchina è troppo figa.

bakmak

verbo intransitivo (bir yöne doğru)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Ha guardato alla sua destra.
Soluna baktı.

-e doğru dönmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Incerta sul da farsi, Sue guardò Mark che era seduto alla sua sinistra.

bakmak, araştırmak

verbo intransitivo

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Fammi guardare per vedere se c'è una perdita d'acqua.
Bir su sızıntısı olup olmadığına bakayım.

yüzünü dönmek

(birisine, bir şeye)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Guarda l'insegnante quando le parli.
Öğretmenle konuşurken yüzünü ona dön.

göz kulak olmak

verbo transitivo o transitivo pronominale (tenere d'occhio)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Guardami il bambino mentre gli preparo il bagnetto.

bakmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La finestra guarda verso il prato.

izlemek, seyretmek

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Mia madre guardava dalla riva mentre mio padre mi insegnava a nuotare.

bakmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Lo scultore guardava la sua ultima creazione con orgoglio.

-e bakmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Guardami quando ti parlo!

izlemek

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Guardava i suoi movimenti con interesse.

incelemek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il mio capo scorse i documenti prima di firmarli.

-e bakmak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Questa casa ha cinque finestre che guardano verso la strada.

-e bakmak

(essere orientato) (bir yöne doğru)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La loro casa guarda verso il mare.

bakmak

(essere esposto)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La nostra camera da letto guarda a est.
Yatak odamız doğuya bakıyor.

bakmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ha osservato la sua faccia a lungo, e poi ha sorriso.

seyretmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La prima volta che abbiamo visto le Montagne Rocciose siamo rimasti stupefatti.

bakmak, bakımını üstlenmek

(informale) (çocuk, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Chi terrà i bambini mentre saremo via?

bakmak, bakımını üstlenmek

(informale) (hayvan, bitki, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Mi tieni il pesce rosso mentre sono via?

çalmak

(musica) (CD, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Sto facendo suonare il nuovo cd nello stereo.
Müzik setinde yeni CD'yi çalıyorum.

göz kulak olmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

araştırmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Se non sai chi era Ada Lovelace, cercala su internet.

bakmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Guarda quel tipo col cappello a cilindro!

gözlemek

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Mary è qui solo per guardare.

bakmak, bakıcılık yapmak

(bebek, çocuk)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
I signori Brown hanno chiesto a Julie di fare da baby sitter a loro figlio.

bakmak, süzmek

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La osservava attraverso la stanza rendendola nervosa.

göz kulak olmak

verbo transitivo o transitivo pronominale (sollevamento pesi) (güvenlik önlemi olarak)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Puoi controllarmi mentre sollevo i pesi?

işler, vb. göründüğü gibi değil/bu işin içinde başka bir iş var

(idiomatico)

bakma, bakış

sostantivo maschile

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Il suo guardare fiori e insetti le ha fatto pensare che fosse un eccentrico.

vitrinlere bakmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Non posso permettermi di comprare niente in questo momento, perciò guardo solo le vetrine.

didik didik aramak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Durante l'indagine per ritrovare il bambino scomparso, la polizia ha cercato dappertutto.

(olaylara, vb.) iyi tarafından bakmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Guardando sempre il lato positivo delle cose sarai una persona molto più felice.

gözünü dikip bakmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

bakışlarını çevirmek, başka tarafa bakmak

verbo intransitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Quando attraversi la strada non guardare solo a destra ma guarda anche dall'altra parte.

saygı duymak, hürmet etmek, saymak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
L'anziano professore era guardato con rispetto dai suoi colleghi della facoltà.

aşağı bakmak

verbo intransitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Dalla cima della torre si può guardare in basso su tutta la città.

bütününe bakmak

(bir olayın)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

ağzı açık bakakalmak, şaşkın şaşkın bakmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il mago si aspettava un applauso, ma il pubblico si limitò a guardare a bocca spalancata.

dik dik bakmak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)

arkaya bakmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

dışarı bakmak

verbo intransitivo

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)

şehvetle bakmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
I ragazzini guardavano in modo lascivo le ragazze della squadra di pallavolo.

ters ters bakmak, dik dik bakmak

(figurato, informale)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Hason guardava in cagnesco la sua insegnante di matematica pensando che l'algebra fosse una tortura.

ileriye bakmak

(letterale)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Se stai guidando, è meglio guardare avanti, verso la strada.

küçümsemek, küçük görmek, hor görmek, aşağılamak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Gary guardava in basso per la vergogna mentre l'insegnante lo rimproverava.

bakışlarını çevirmek

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il bambino sapeva di essere nei guai e quando la maestra lo guardò dovette distogliere lo sguardo.

yukarı bakmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Se vuoi sentirti minuscolo, alza lo sguardo e osserva le stelle di notte.

fiyatları karşılaştırmak

verbo intransitivo (informale: informarsi prima di comprare)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
È meglio guardare in giro da vari concessionari prima di comprare un'auto nuova.

ileriyi düşünmek

(figurato)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

şehvetle bakmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Gli adolescenti osservavano con desiderio le donne sulla rivista.

televizyon seyretmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Uno dei miei passatempi preferiti è guardare la televisione con la mia famiglia.

saymak, gözüyle bakmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Lo considerava un eroe.
Ona kahraman gözüyle bakıyordu.

ötesine bakmak

verbo intransitivo (figurato)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Guarda al di là del suo aspetto fisico, considera la sua personalità.

-den bakmak

verbo intransitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Se guardi attraverso il microscopio puoi vedere le singole cellule. Guarda attraverso la finestra e dimmi cosa vedi.

örnek almak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Idealmente, i figli dovrebbero guardare con ammirazione i genitori.

gözlerinin içine bakmak

(figurato: parlare con franchezza)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Guardami negli occhi e dimmi che non hai copiato durante il test.

görmezlikten gelmek

(figurato)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il giudice guarda dall'altra parte quando qualcuno del suo staff commette un reato minore.

bel bağlamak

verbo intransitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
I bambini guardano ai genitori per avere una guida.

gözünü dikmek, gözünü dikip bakmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Judith fissò lo sguardo sulle placide acque del lago

öfkeyle kaşlarını çatmak, kaşlarını çatarak bakmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Perché mi guardi storto?

kötü kötü bakmak, pis pis bakmak

verbo intransitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il bullo lo guardava malignamente dall'altra parte della classe.

somurtmak

verbo transitivo o transitivo pronominale (birisine)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Non mi guardare in modo minaccioso: non sono stato io a sfasciarti la macchina.

ağzı açık bakmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
I bambini guardavano a bocca aperta il cane che restava in equilibrio in cima a una palla.

içine bakmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Frank guardò nel frigo per vedere se c'era del latte.

ileriye bakmak

(figurato) (mecazlı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
L'azienda guarda al futuro e spera di espandere il proprio business.

-den dışarı bakmak

verbo intransitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Se guardi fuori dalla finestra puoi vedere l'oceano.

ile yüzleşmek

verbo transitivo o transitivo pronominale (figurato)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Bisogna che guardi in faccia la realtà e affronti la questione rapidamente.

tepeden bakmak

verbo transitivo o transitivo pronominale (figurato) (mecazlı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Guardare dall'alto in basso le persone meno fortunate di te è sbagliato.

-e bakınmak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Sarah ha trascorso il pomeriggio a guardare in giro per i negozi della zona.

bakmak, gözünü dikip bakmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La madre di Judy scrutò la sua gonna e si accigliò.

küçük görmek, küçümsemek

verbo transitivo o transitivo pronominale (figurato)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Erano ragazzine ricche che guardavano dall'alto i vestiti poco costosi.

-e bakan

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Ad esempio: che guarda in avanti, che guarda verso l'interno

yukarıya bakmak

verbo intransitivo

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Il calciatore ha guardato in alto prima di crossare la palla nell'area di rigore.

nazır olmak

(manzara)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La finestra del nostro bagno guarda sul giardino dei vicini.

aşağıya bakmak

verbo intransitivo

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Sarah guardò in basso, verso il piatto.

bakmak, kontrol etmek

verbo intransitivo (controllare)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
"Non trovo le chiavi". "Hai guardato nelle tasche?"

-e dönmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La sua mente guarda al futuro.

yan bakmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Jerome guardò di sbieco l'orologio sperando che la riunione fosse quasi finita.

gözünü kısmak

verbo transitivo o transitivo pronominale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Karen guardò il paesaggio con occhi socchiusi a causa del sole abbagliante.

araştırmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Questo articolo guarda alle somiglianze nel lavoro di questi due filosofi.

açılmak

(bir şeye, bir yere)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La porta si apre su un ampio cortile.

-e odaklanmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ben decise che il passato era ormai dietro di lui e che doveva guardare al futuro.

gülümsemek

verbo transitivo o transitivo pronominale (komik bir şeye)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Sorrise divertita di fronte all'innocenza della domanda del bimbo.

değerlendirmek

verbo intransitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Guardo con sospetto a quell'idea.

İtalyan öğrenelim

Artık guardare'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.

İtalyan hakkında bilginiz var mı

İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.