İtalyan içindeki incastrato ne anlama geliyor?
İtalyan'deki incastrato kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte incastrato'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki incastrato kelimesi mozaik gibi döşemek, suçlu göstermek, (birisini) bir işe karıştırmak/bulaştırmak, sıkıca birleştirmek, suçlu göstermek, sığdırmak, iyice (içine) yerleştirmek, oturtmak, tuzak kurmak, aldatmak, kandırmak, kapana kıstırmak, sıkıştırmak, altında kalmak, takozlamak, takılmak, takılıp kalmak, (kazara) sıkışmış, haksız yere suçlanan, saplanmış, yerleştirilmiş, haksız yere suçlamak, (suçu başkasına atmak için) düzen/tuzak kurma, (küçük bir yere) sıkıştırmak/tıkıştırmak/sığdırmak, gömmek, komplo kurmak, kumpas kurmak, suç atmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
incastrato kelimesinin anlamı
mozaik gibi döşemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'artista realizza mosaici incastrando tra loro tessere dalle forme insolite. |
suçlu göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (informale: incolpare ingiustamente) (birisini) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Non è stato lui, ma la polizia l'ha incastrato. |
(birisini) bir işe karıştırmak/bulaştırmak(figurato) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il fratello di Bernard lo incastrò in uno schema a piramide. |
sıkıca birleştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il falegname incastrò la parte frontale del cassetto nel fianco. I tronchi che costituivano i muri della cabina erano incastrati l'uno con l'altro. |
suçlu göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (informale: incolpare) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La polizia mi ha incastrato, te lo dico io! Non sono stato io! Polis beni suçlu göstermeye çalışıyor diyorum size. Ben suçsuzum. |
sığdırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Incastra quella credenza in questa nicchia per favore. |
iyice (içine) yerleştirmek, oturtmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il muratore ha messo il mattone sulla malta e lo ha incastrato. |
tuzak kurmakverbo transitivo o transitivo pronominale (informale) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) È un tipo paranoico che pensa sempre che la gente voglia incastrarlo. |
aldatmak, kandırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
kapana kıstırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
sıkıştırmak(figurato, colloquiale) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I giornalisti hanno chiesto ripetutamente se appoggiasse la legge, ma non sono riusciti ad incastrarlo. |
altında kalmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Era intrappolato sotto un muro che era crollato. |
takozlamakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Peter incastrò la porta per far sì che non si richiudesse. |
takılmak, takılıp kalmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) James ha piantato l'ascia nel ceppo. |
(kazara) sıkışmış
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Mi si è incastrata la cerniera del cappotto. |
haksız yere suçlananaggettivo (informale: incolpato) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
saplanmış(generico) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Abbiamo dovuto chiedere a un contadino di venire col trattore per aiutarci a muovere la macchina bloccata. // Il gatto era bloccato su un albero. |
yerleştirilmiş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
haksız yere suçlamaklocuzione aggettivale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La donna è stata ingiustamente accusata del furto. |
(suçu başkasına atmak için) düzen/tuzak kurmasostantivo maschile (slang, poliziesco) (argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'incastrare qualcuno per un reato commesso da altri è un crimine punibile dalla legge. |
(küçük bir yere) sıkıştırmak/tıkıştırmak/sığdırmak(mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Craig ha spinto il libro in mezzo ad altri due sullo scaffale. |
gömmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il giardiniere ha fatto un buco e vi ha incassato la pianta. |
komplo kurmak, kumpas kurmakverbo transitivo o transitivo pronominale (informale: incolpare) (birisine) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Hall ha detto che il suo ex socio d'affari lo ha incastrato per il reato. |
suç atmakverbo transitivo o transitivo pronominale (informale: accusare) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Hanno provato a incastrarlo con quell'omicidio, ma la sua famiglia sapeva che era innocente. |
İtalyan öğrenelim
Artık incastrato'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
incastrato ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.