İtalyan içindeki mostrare ne anlama geliyor?
İtalyan'deki mostrare kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte mostrare'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki mostrare kelimesi göstermek, göstermek, aksettirmek, teşhir etmek, kanıt olarak göstermek, görüntülemek, göstermek, kanıtlamak, ispatlamak, güç gösterisi yapmak, sergilemek, göstermek, ispat etmek, kanıtlamak, (yeteneklerini, vb.) sergilemek/göstermek, sergilemek, göstermek, işaret etmek, fikir yürütmek, göstermek, sergilemek, takınmak, sergilemek, teşhir etmek, işaret etmek, göstermek, çaktırmak, meydana çıkarmak, açığa çıkarmak,, sergilemek, teşhir etmek, teşhir etmek, göstermek, ortaya koymak, bilgi vermek, talimat vermek, göstermek, göstermek, sergilemek, takdim etmek, tanıtmak, sunmak, göstermek, teşhir etmek, sergilemek, göstermek, açığa çıkarmak, ortaya çıkarmak, göstermek, görüntülemek, göstermek, taşımak, çıkarmak, ele vermek, açığa vurmak, vahyetmek, vahiyle bildirmek, kanıtlamak, sergilemek, göstermek, göstermek, göstermek, göstermek, göstermek, kanıtlamak, yol göstermek, yol göstermek, kapıya kadar geçirmek, el hareketi çekmek, yol göstermek, tekrar göstermek, temsil etmek, simgelemek, gezdirmek, gururla göstermek, ilk gösterimini yapmak, yer vermek, karşılaştırma yapmak, kıyaslama yapmak, hızla göstermek, ön plana çıkarmak, tanıştırmak, yaşını göstermek, teşhircilik yapmak, utanç duymak, göstermek, kıçını açmak, kıçını göstermek, teşhir etmek, göstermek, teşhir etmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
mostrare kelimesinin anlamı
göstermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mostra sempre i denti quando sorride. |
aksettirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Parlare a voce più alta e più scandito vi aiuta a mostrare fiducia in voi stessi. |
teşhir etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (per poco tempo) (vücut, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Karen ha mostrato il seno. |
kanıt olarak göstermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
görüntülemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ha mostrato come far funzionare la macchina. Makinenin nasıl kullanılacağını gösterdi. |
kanıtlamak, ispatlamakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le lettere personali dell'imperatrice mostrano la sua riluttanza a governare. |
güç gösterisi yapmakverbo transitivo o transitivo pronominale (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il governo ha mostrato la sua potenza militare per spaventare le nazioni vicine. |
sergilemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il logo della squadra era esibito in tutta la città nei giorni antecedenti alla partita di campionato. |
göstermek, ispat etmek, kanıtlamakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La gran quantità di prove scientifiche dimostra che il riscaldamento globale è un problema reale e in crescita. |
(yeteneklerini, vb.) sergilemek/göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Questa canzone esibisce molto bene la sua estensione vocale. |
sergilemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La mostra presenterà il lavoro degli artisti locali. |
göstermek, işaret etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I risultati mostravano chiaramente che avevo avuto ragione fin dall'inizio. |
fikir yürütmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ha calcolato che ci sarà un'inondazione considerate le ultime piogge. |
göstermek, sergilemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il ragazzo ha mostrato un gran coraggio nel tentativo di salvare i suoi amici. |
takınmakverbo transitivo o transitivo pronominale (tavır, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mostra uno sguardo compiaciuto quando vince. |
sergilemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La sarta mostrò al cliente i suoi coloratissimi tessuti. |
teşhir etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (peggiorativo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
işaret etmek, göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ci ha indicato dove dovevamo metterci. Nerede durmamız gerektiğini gösterdi. |
çaktırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ero infastidito, ma non l'ho dato a vedere. |
meydana çıkarmak, açığa çıkarmak,verbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I fatti mostrano la verità. Deliller, hakikati gözler önüne serecektir. |
sergilemek, teşhir etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) All'uomo facoltoso piaceva sfoggiare la sua ricchezza. |
teşhir etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il vestito di Janice mostrava le sue spalle. |
göstermek, ortaya koymak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ha sempre manifestato un evidente disprezzo per l'autorità. |
bilgi vermek, talimat vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Carl ha spiegato a Ben come montare il nuovo lavandino. |
göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tutti gli indizi mostrano che Smith è l'assassino. |
göstermek, sergilemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il pavone ha spiegato la sua coda. |
takdim etmek, tanıtmak, sunmak(esporre) (fikir, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ora ti spiego la mia teoria. |
göstermek, teşhir etmek, sergilemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il management ha esposto le informazioni nel corridoio. Yönetim, ilgili bilgileri hole asarak teşhir etti. |
göstermek, açığa çıkarmak, ortaya çıkarmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Presto la verità sarà svelata a tutti. |
göstermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Gli piace mettere in mostra le sue abilità nel basket. |
görüntülemekverbo transitivo o transitivo pronominale (schermo computer) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il computer mostra le varie domande del test e gli studenti inseriscono le risposte con la tastiera. |
göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il sondaggio evidenzia la sua grande impopolarità. |
taşımak(un sorriso, ecc.) (yüz ifadesi, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Sono usciti dal cinema con il sorriso. |
çıkarmak(informale) (sorun, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La macchina ha iniziato a fare un rumore di ferraglia. |
ele vermek, açığa vurmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il suo lieve sorriso svelava i suoi veri sentimenti. |
vahyetmek, vahiyle bildirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (din) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il Creatore ha rivelato al profeta i suoi desideri. |
kanıtlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La polizia doveva stabilire se l'uomo era morto o soltanto scomparso. |
sergilemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I giornali hanno pubblicato l'annuncio sulle loro prime pagine. |
göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il volto del guerriero recava parecchie cicatrici profonde. |
göstermek(birisine bir şeyi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mostrò la collezione di cartoline ai suoi ospiti. |
göstermek(öğretmek) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ha mostrato a sua figlia come allacciare le scarpe. Kızına, ayakkabılarını nasıl bağlayacağını gösterdi. |
göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Puoi mostrarmi il modo giusto per fare un nodo quadro? |
göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (satma amaçlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'agente mostrerà la casa ai compratori interessati. |
kanıtlamakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ha mostrato loro le statistiche per dimostrare il suo punto di vista. |
yol göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Non ci ero mai stato prima così Anthony mi ha mostrato la strada. |
yol göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (birisine bir konuda) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Questo video ti spiegherà passo per passo come creare una gif animata. |
kapıya kadar geçirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
el hareketi çekmekverbo transitivo o transitivo pronominale (argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mi sono molto arrabbiato quando il ragazzino che si era messo davanti alla mia macchina mi ha mostrato il dito medio. |
yol göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il facchino ha indicato a Lucy la strada per la sua stanza. |
tekrar göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (sport) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il canale televisivo ha mostrato il replay del gol della vittoria. |
temsil etmek, simgelemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
gezdirmek(birisine bir yeri) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'agente immobiliare fece fare alla coppia un giro dell'appartamento. |
gururla göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quando la madre famosa venne a scuola, lui la presentò con orgoglio a tutti gli amici. |
ilk gösterimini yapmak(cinema: prima proiezione) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Si è tenuta la prima del film al cinema sulla Leicester Square. |
yer vermekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il giornale l'ha mostrata in prima pagina. Dergi ona birinci sayfada yer verdi. |
karşılaştırma yapmak, kıyaslama yapmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ora ti faccio vedere la differenza tra la posizione sbagliata e quella giusta per questo ballo. |
hızla göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il poliziotto mostrò per un attimo il distintivo. |
ön plana çıkarmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La rivista presenta i 10 migliori ristoranti della Gran Bretagna nel numero di luglio. |
tanıştırmak(birisini bir şeyle) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
yaşını göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il fatto che si ricordi le pubblicità degli anni 70 rivela davvero la sua età. |
teşhircilik yapmak(per poco tempo) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Peter è stato arrestato dopo che un agente l'ha beccato a mostrare nuovamente i genitali. |
utanç duymak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Tutto quello che poteva fare Pippa era mostrare imbarazzo mentre Walter sciorinava una lista di tutte le sue colpe. |
göstermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ci ha diretto verso la porta. Onları doğru yola yöneltti. |
kıçını açmak, kıçını göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (volgare) (argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I giocatori hanno mostrato le chiappe alla squadra avversaria. |
teşhir etmek, göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (per poco tempo) (edep yerlerini) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Erin ha mostrato le parti intime a uno sconosciuto per strada. |
teşhir etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (per poco tempo) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Peter ha mostrato le chiappe a un'anziana signora. |
İtalyan öğrenelim
Artık mostrare'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
mostrare ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.