İtalyan içindeki volerci ne anlama geliyor?
İtalyan'deki volerci kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte volerci'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki volerci kelimesi istemek, arzu etmek, arzulamak, talep etmek, istemek, istemek, arzu etmek, istemek, arzu etmek, istemek, istemek, ısrarlı istek, bilerek yapmak, istemek, arzu etmek, istemek, istemek, arzu etmek, istemek, dilemek, niyetinde olmak, kararlı olmak, istemek, istemek, arzu etmek, istemek, arzu etmek, dilemek, temenni etmek, istek, arzu, takdir, ilahi takdir, çok istemek, istemek, hevesli olmak, istekli olmak, hazır, amaçlamak, amaçlamak, istemek, azmetmek, istemek, kazara, tasarlamak, planlamak, aklıselim, aklı yerinde, sağlam kafalı, istemek, arzu etmek, layığını bulduğunu görmek, can atmak, can atan, ilgisi olmak, boyun eğmek, can atmak, sevmek, çok sevmek, bayılmak, sevmek, yaptırmak, özlemini çekmek, hızla yapmak, yol açmak, neden olmak, sebep olmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
volerci kelimesinin anlamı
istemek, arzu etmek, arzulamakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Voglio una fetta di torta, anche se dovrei essere a dieta. |
talep etmek, istemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ti voglio qui entro le nove stasera. |
istemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Salve. Vorrei un rullino per la mia macchina fotografica per favore. |
arzu etmek, istemekverbo transitivo o transitivo pronominale (sessualmente) (cinsel olarak) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ti voglio da morire: quando possiamo stare da soli? |
arzu etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (forma di cortesia: modo condizionale) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Io e mio marito vorremmo ringraziarla per tutto l'aiuto che ci ha dato. |
istemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) "Vuoi uscire a bere qualcosa?" chiese Rob a Sheila. |
istemekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Se volete venire, salite in macchina! |
ısrarlı isteksostantivo maschile (di persona potente) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il volere della regina è che sia fatto cavaliere per i servizi resi per lo sport. |
bilerek yapmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Non voleva far esplodere il serbatoio di gas quando ha acceso la sigaretta. |
istemek, arzu etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Vorrei che smettesse di parlare. Susmasını istiyorum. |
istemek(condizionale: impossibile) (olmayacak bir şeyi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Vorrei essere una principessa Prenses olmayı isterdim. |
istemek, arzu etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Puoi fare ciò che vuoi fino a che non torno, poi puliamo la casa. |
istemek, dilemekverbo transitivo o transitivo pronominale (bir şeyin olmasını) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Non deve semplicemente accadere. Devi volere che accada. |
niyetinde olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Non volevo ferirti. Mi spiace che tu sia rimasto sconvolto da quello che ho detto. |
kararlı olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
istemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tony ha intenzione di finire il suo drink in un sorso. |
istemek, arzu etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Fai quello che vuoi! Io me ne vado fra cinque minuti. |
istemek, arzu etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Se il corridore lo vuole davvero può battere il record. |
dilemek, temenni etmek(condizionale: improbabile) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mi piacerebbe che i miei figli fossero totalmente felici. Çocuklarımın hayatta mutlu olmalarını diliyorum (or: temenni ediyorum). |
istek, arzu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
takdir, ilahi takdir
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
çok istemek(desiderare, gradire) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mi piacerebbe molto una tazza di caffè, grazie. |
istemekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ho sempre desiderato una vita migliore per la mia famiglia. |
hevesli olmak, istekli olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
hazırverbo transitivo o transitivo pronominale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Stiamo andando a una festa, hai voglia di venire? Partiye gidiyoruz. Hazır mısın? |
amaçlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Scusa, non volevo farti male. |
amaçlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
istemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ti ho calpestato il piede? Non avevo intenzione di farlo. |
azmetmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Intendo vincere quella gara, anche se dovessi morire! |
istemekverbo transitivo o transitivo pronominale (birisinden bir şey yapmasını) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Voglio che tu rimetta in ordine la tua stanza. |
kazaraavverbio (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Sono scivolato accidentalmente e mi sono fatto male alla schiena. |
tasarlamak, planlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Qualunque cosa tu intenda con aiuti per l'uragano, devi dirlo ai tuoi collaboratori. |
aklıselim, aklı yerinde, sağlam kafalıaggettivo (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il suo avvocato afferma che non è abbastanza sano di mente per finire sotto processo. |
istemek, arzu etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La bambina sedeva in silenzio alla scrivania, ma voleva andare fuori e giocare al sole. |
layığını bulduğunu görmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Non voglio vendetta ma solo che sia fatta giustizia. |
can atmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Lei desiderava ardentemente un viaggio in Giappone. Il bambino voleva intensamente ricevere un cucciolo per Natale. |
can atanverbo transitivo o transitivo pronominale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I genitori del bambino scomparso vogliono disperatamente informazioni su dove si trovi. |
ilgisi olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Visto che mi ha rubato gli orecchini, non voglio aver più niente a che fare con lei. |
boyun eğmek(accondiscendere) (birisine) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Wilson cede troppo facilmente alla moglie. |
can atmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Gerald vuole disperatamente trovare un lavoro. |
sevmek(amici, ecc.) (birisini) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Certo che voglio bene a mia madre. Annemi tabi ki seviyorum. |
çok sevmek, bayılmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Voglio bene a Jane; è sempre uno spasso stare insieme a lei. |
sevmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Dopo tutti questi anni Juliana vuole ancora bene a Simon. |
yaptırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (birisine bir şeyi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Lui voleva che la pianta sopravvivesse, ma si è seccata per la siccità. |
özlemini çekmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Desiderava fortemente essere di nuovo a casa con la sua famiglia. Vorrei tanto viaggiare, ma non ho il tempo o i soldi per farlo. |
hızla yapmakaggettivo (bir şeyi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yol açmak, neden olmak, sebep olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il ritardo del nostro aereo significa perdere la coincidenza. Uçağımızın rötar yapması, bağlantılı uçuşu kaçırmamıza yol açacaktır. |
İtalyan öğrenelim
Artık volerci'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
volerci ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.