Endonezya içindeki agar-agar ne anlama geliyor?

Endonezya'deki agar-agar kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte agar-agar'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki agar-agar kelimesi jöle, Agar anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

agar-agar kelimesinin anlamı

jöle

noun

Kau senang dengan agar-agarmu atau juga kau merasa lebih baik.
Ya jöle için heyecanlandın ya da kendini daha iyi hissediyorsun.

Agar

Daha fazla örneğe bakın

Kau senang dengan agar-agarmu atau juga kau merasa lebih baik.
Ya jöle için heyecanlandın ya da kendini daha iyi hissediyorsun.
Itu campuran air asin dan gelatin ( agar-agar ).
Tuz ve jelatin karışımı sadece.
Tentu saja agar-agar kacang, apapun.
Elbette şekerim, her şeyi.
Semuanya dibuat dari agar-agar.
Her şey jöleden yapıldı.
Aku juga buat agar-agar gandum
Karabuğday peltesi de pişirdim.
Agar-agar Vitamin ini tidak berfungsi sama sekali.
Bu vitaminler hiç işe yaramadı.
Hal lainnya yang luar biasa adalah ketika agar-agar balistik ini datang, agar-agar ini akan jatuh kembali.
Diğer şaşırtıcı şey ise, balistik jelatin düştüğü zaman güzel bir blok olarak geri döner.
Pria yang kaya dan berkuasa membuat semua gadis bergetar seperti agar-agar di atas piring.
Zengin ve güçlü erkekler bütün kızların tabaktaki jöle gibi titremesine neden olurlar.
Agar-agar manis yang dihasilkan bunga ini memikat sedikitnya ”28 spesies burung dari delapan famili”.
Çiçeğin ürettiği bu lokumlar en azından “sekiz familyadan 28 kuş türünü” cezbediyor.
Jika Anda memiliki kamera berkecepatan tinggi, dan Anda memiliki agar-agar balistik di sekitarnya, pasti seseorang melakukan hal ini.
Pekala, eğer yüksek hızlı kameranız varsa ve yerde duran bir kalıp balistik jelatininiz varsa, çok yakında birileri bunu yapacaktır.
Dan karena orang-orang menonton Mythbusters dan CSI, saya pikir, bagaimana kalau kami masukkan resep untuk agar-agar balistik.
Ve insanlar Mythbuster ve CSI izledikleri için düşündüm ki, pekala, balistik jelatin için bir tarife koyalım.
Aku juga punya ide yang bagus untuk membuat varian caviar, dan selai kacang serta agar-agar provolone untuk anak-anak.
Havyarlı peynirle ilgili bir fikrim var, çocuklar için de fıstık ezmeli.
Stok makanan dalam bentuk agar-agar diberikan untuk penerbangan tujuh hari, dan anjing itu dilengkapi dengan kantong untuk mengumpulkan sampah.
Jelatinimsi bir şekilde yedi gün yetecek yiyecek araca konuldu ve köpeğin atıklarını toplayacak bir çantaya bağlandı.
Sebagian besar dari mata—bagian belakang di balik lensa berisi vitreous humor (cairan kaca), yaitu cairan bening seperti agar-agar.
Gözün büyük bir kısmı—göz merceğinin arkasındaki kısım—saydam ve peltemsi bir sıvı olan camsı cisim ile doludur.
Glukosa dan fruktosa memaniskan agar-agar itu, yang rasanya, kata para peneliti, ”kurang lebih seperti permen jelly”, yang ada di pasaran.
Araştırmacıların ticari amaçla üretilen “yumuşak şekerlemeye benzer” bir tadının olduğunu söyledikleri jöleye glikoz ve früktoz tat veriyor.
Makhluk sebelum reptilia bertelur di air, dan di sana telur-telur yang lunak seperti agar-agar tersebut dibuahi di luar tubuh.
Sürüngenlerden önce yaşamış yaratıklar, yumuşak, peltemsi yumurtalarını, dış döllenme için suya bırakıyorlardı.
Sepanjang malam, bunga dari semak ini menghasilkan butir-butir mirip agar-agar manis yang kemudian mengeras menjadi gumpalan-gumpalan berdiameter 6 milimeter.
Bu çalının çiçekleri, çapı yaklaşık 6 milimetre olan topaklar halinde katılaşan tatlı jöle tanelerini bir gecede üretiyor.
Piano ini, hiasan diatas ghetto blaster itu, agar-agar, akuarium Venus de Milo dengan wajahmu disana disampingnya ada Michelangelo David yang juga memakai wajahmu.
Bu piyano, şamdanlar müzik seti, jöle, akvaryum üzerinde senin yüzün bulunan Venus de Milo heykelciği yine senin yüzün bulunan yanındaki Michelangelo'nun David'i.
Aku membuat hujan agar-agar, lalu aku kumpulkan dengan Outtasighter kemudian aku bawa kemari dan membentuknya menjadi pahatan dan cetakan Tupperware plastik dahsyat yang ku buat.
Jöle yağmuru yaptım, sonra onları Gözden Kaldırıcı ile topladım,... ve sonra onları buraya getirdim ve kendi yaptığım devasa plastik şekil verici kap içinde presledim.
Lewis Knudson, seorang ilmuwan di Cornell University, Amerika Serikat, menemukan bahwa biji-biji itu akan bertunas dan tumbuh subur bila ditaruh dalam campuran air, gula, dan agar-agar.
Lewis Knudson tohumların su, şeker ve agaragar (suyosunundan elde edilen jölemsi bir madde) karışımına ekildiğinde filizlenip büyüdüğünü gördü.
Bagian yang menonjol dari pipa yang disebut ampula berisi sel-sel rambut khusus, dalam bentuk berkas-berkas yang tertanam ke dalam suatu massa seperti agar-agar yang disebut kupula.
Kanalın ampulla diye adlandırılan şişkin yeri içinde, jelatinsi bir maddenin içine gömülü özel tüy hücreleri topluluğu bulunur; buna kupula denir.
Buku Sleep, oleh Gay Gaer Luce dan Julius Segal, mengatakan, ”Mereka tidak dapat menertawai suatu lelucon, menampar anak-anak mereka dengan marah, berkabung, atau memperlihatkan perasaan-perasaan kuat tertentu tanpa menjadi benar-benar lemah emosinya dan roboh bagaikan agar-agar.”
Gay Gaer Luce ve Julius Segal tarafından yazılan Sleep (Uyku) adlı kitapta şöyle okuyoruz: “[Bu hastalar] bir şakaya gülemezler; çocuklarına kızıp tokat atamazlar; kederlenemezler veya duygusallaşıp fiziksel olarak zayıflamadan ve pelte gibi yığılmadan bazı aşırı hisleri gösteremezler.”
Itu berupa permohonan agar nama Allah dikuduskan, agar Kerajaan-Nya datang, dan agar kehendak-Nya terjadi.
Bunlar, Tanrı’nın isminin kutsanmasına, Gökteki Krallığının gelmesi ve iradesinin yerine getirilmesine ilişkin dileklerdi.
Ia ingin agar Yesus bertindak, agar ia membangkitkannya.
O, İsa’nın harekete geçmesini, kendini diriltmesini istedi.
Atau agar dia bicara agar kau tidak merasa takut?
Yoksa senin korkularından bahseder diye mi?

Endonezya öğrenelim

Artık agar-agar'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.